Ankara
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, telefonun icadı açıktan iletişimde ekol açan inkılap oldu. Bu icat, insanoğlu sesini canlılık sinyallerine çevirip iletebiliyor, arkası sıra sinyalleri çözüp baştan nağme adına aktarabiliyordu. Bu işlemin enstantane fotoğraf gerçekleşmesi, insanlığın açıktan haberleşme çabasının en ehemmiyetli hedefine ulaşıldığı anlamına geliyordu.
Tarihteki ilk telefon hitabı 10 Mart 1876'da ABD'li yaratıcı Alexander Graham Bell ile yardımcısı Thomas Watson ortada Boston'da yapıldı.
Bell, patentini aldığı, öz icadı "sesli telegraf" cihazını kamuya öncelemek düşüncesince icra ettiği gösterimde, birlikte kabloya değgin nağme vericisiyle taraf odadaki alıcının başındaki asistanına "Bay Watson, buraya gelin. Sizi kıymetlendirmek istiyorum." mesajını iletti.
Böylece telefon insanoğlu dünyasına girmiş oldu. Yakın tarihte katı az uygulayım bilimi insanoğlu yaşamını telefon denli güzel birlikte biçimde dönüştürmeyi başardı.
Bell'in icadı esasen hâlâ önceki ABD'li yaratıcı Samuel Morse kabilinden geliştirilen elektrikli telgrafla ayrımsız mekanizma mantığına sahipti fakat simgesel mesajlar namına ayrımlı nağme frekanslarını canlılık sinyali adına kodlayarak, insanoğlu sesini saf biçiminde aktarmayı hedefliyordu.
İlk telefon hattı 1877'de kuruldu
Bell'in güzel deneyi telefonun ameliye kullanımının önünü açan gelişimleri başlattı. 1877'de Massachusetts eyaletinin Boston ve Somerville kentleri ortada ilk telefon hattı kuruldu.
Telefon çizgileri ahir senelerde ABD'de yaygınlaşmaya başladı. Tahta direkler üstünde taşınan levent boylu kablolardan oluşan hatlar ülkenin gelişigüzel yerini kaplamıştı.
Ülkede, 1880 yılına gelindiğinde 50 bine DOĞRU telefon aleti bulunuyordu.
İlk ana kara aşan görüşme 1915'te fuarda yapıldı
Amerika kıtasının birlikte ucundan diğerine meydana getirilen ilk telefon görüşmesi de gene Bell tarafından, 25 Ocak 1915'te ABD'nin California eyaletinde planlı Panama-Pasifik Uluslararası Fuarı esnasında gerçekleştirildi. ABD kıtasının birlikte ucundan diğerine döşediği kablo hattından meydana getirilen toplantıda Bell, kıtanın şark kıyısındaki New York'tan günindi kıyısındaki San Francisco'da mevcut emektar yardımcısı Watson'ı aradı.
Aynı devir ABD Başkanı Woodrow Wilson da kıtasal hattı kullanarak, Beyaz Saray'dan San Francisco'daki fuarda bulunanlara seslenme etti.
İlk kıtalar arası telefon görüşmesi kablolu hatlarla değil, radyo frekansları kullanılarak yapıldı. İngiltere Posta Dairesi Genel Müdürü Evelyn Murray ile Amerikan Bell Telefon Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Walter S. Gifford, 7 Ocak 1927'de Londra ile New York ortada ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.
Okyanus dibine telefon kablosu çekmek baş döndürücü değerli olduğundan, kablolu telefon görüşmeleri 1956'da İrlanda ile Kanada'nın Newfoundland bölgesi arasındaki ilk ana deniz baş döndürücü güzergâh kurulana değin kullanılmadı.
ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), 10 Temmuz 1962'de ilk haberleşme uydusu Telstar-1'i yörüngesine yolladı. Telstar sebebiyle ilk el peyk üstünden monitör kanallarını ve telefon görüşmelerini aktarma etmek gibi oldu.
Kablosuz telefonlar
İlk kablosuz telefonlar 1970'li senelerde ortaya çıktı. Bunlar elverişsiz birlikte frekansta çalışmış olduğu düşüncesince aşkın maliyetliydi. 1986 senesinde ABD'de Federal İletişim Komisyonunun 47 megahertz ve 49 megahertz aralıklarını kablosuz telefonlara tahsis etmesiyle hâlâ degaje birlikte frekansı kullanabilen bu telefonlar, hâlâ az değerli ve münteşir duruma geldi.
Buna karşın, taşınır telefon cihazlarının bugünkü denli yaygınlaşabilmesi düşüncesince radyo dalgalarından hâlâ ayrımlı birlikte mantıkta çalışan, aşkın sayıda fondan mevrut sinyallerin atmosferde dinamik biçimde iletilmesini ve alınmasını sağlayacak "hücre" teknolojisinin gelişme göstermesi gerekecekti.
Dünyanın ilk 1G hareketli haberleşme zehir kuruldu
Hücre teknolojisi altyapısı, birlikte berri bölgede üç alıcı-aktarıcı temel istasyonu arasına kurulan ağla oluşturuluyordu. Bu istasyonlar ağabey ses, data ve öbür içeriklerin aktarımına yassı sağlayacak mıknatısi hücreler sağlıyorlardı. Her göze bitişik hücrelerdeki ayrımlı frekansları kullanarak kesintiye ve araya girmeye müsaade vermeden data aktarabiliyordu.
ABD'de 1947'de Bell Laboratuvarları kabilinden geliştirilen göze zehir teknolojisi, ilk el 1979'da Japon Nippon Telegraf ve Telefon Şirketi (NTT) kabilinden hükûmet merkezi Tokyo'nun ana kent bölgelerinde ticari kullanıma sunuldu. Bu ağ altyapısı 5 sene ortamında halis muhlis Japonya'yı kapsayacak biçimde genişletildi ve dünyanın ilk birlikte numara çocuk (1G) hareketli haberleşme zehir kuruldu.
Analog adına dinamik 1G göze teknolojisi, yerini 1990'lı yılların başlangıcında sayısal göze teknolojisine bıraktı. İkinci çocuk (2G) sayısal hareketli zehir ilk el 1991'de ticari kullanıma sunuldu.
1998'de NTT, Japonya'da üçüncü çocuk (3G) sayısal hareketli haberleşme ağını kullanıma sunacağını duyurdu. 3G, 2002'de ABD'de, 2003'te de Avrupa'da kullanılmaya başlandı.
3G'yi 4'ncü ve 5'inci çocuk (4G ve 5G) ağ teknolojileri izledi. 4G, 2009'da ilk el ABD'de kullanılmaya başlandı. Halen standartları geliştirilmekte bulunan 5G ise 2019'dan itibaren kullanıma sunuldu. 6G teknolojisine değgin icraat da çabucak sürdürülüyor.
İletişim araçları sonuç 30 yılda çeşitlendi
Önceki dü yüzyılda aheste ve kararlı hareket izleyen uz iletişim ve haberleşme araçları, sonuç 30 yılda çabuk birlikte atak ve çeşitlenme içerisine girdi. İnternetin ve hareketli iletişimin yaygınlaştığı, enformasyonun yaşamın gelişigüzel sahasına taraf verir duruma geldiği fasıl düşüncesince "bilgi (enformasyon) toplumu" tabiri kullanılmaya başlandı.
Telefon zaman dümdüz birlikte nağme ısı yayımı ara bulucu olmanın ötesinde, aşkın sayıda ayrımlı işlevi namına getiren birlikte cihaza dönüştü. Akıllı telefon, konumlama, izleme, takdir ve manipülasyon eylemleri düşüncesince "anahtar" durumuna gelirken, gelişigüzel çeşitli görsel, işitsel ve yazılmış içeriğin iletilip alındığı birlikte platforma dönüştü.
