İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi, Covid-19 pandemisinin başlamasından beri evvel defa maaş normal toplantısını yaptı. "Eğitimde Yeni Eğilimler, Mesleki ve Teknik Eğitimde Paradigma Değişiminin Sanayimiz Açısından Önemi" anne gündemi ile meydana gelen toplantıya Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer de katıldı. Burada meydana getirdiği konuşmada okulların açık olmasının akıbet aşama ehemmiyetli bulunduğunu anlatım fail Bakan Özer, öğretmenlerin döllenme oranının faziletkâr olmasının bu bağlamdaki en iri avantajları bulunduğunu söyledi. Özer, mesleksel eğitimin önemine de aksan yaparak, Covid-19 sürecinde mesleksel eğitimin katkılarının aşırı açık ortak halde görüldüğünü belirtti.
“Virüs okulu seçmiyor, virüs camianın değme yerinde”
Vaka rakamlarındaki artım ile okulların açık olması ortada ortak alım satım bulunmadığını anlatım fail Bakan Özer, "6 Eylül'de eğitim-öğretim başladı ve üçüncü haftadayız. Kurulan sistem aşırı dosdoğru ortak halde işliyor. Kamuoyunda devir zamane ‘Başlangıçta 2 haftada 200'ün altında derslik beniz yüze tahsile açıklık verirken, elan sonradan bu sayılar arttı' üzere iddialar var. Bu sayıların artarak çoğalması okullarda Covid-19 salgınıyla ilgilendiren katılması müstelzim önlemlerin alınmamasından kaynaklanmıyor. Virüs okulu seçmiyor, virüs camianın değme yerinde. Kafede, restoranda, sinemada, ekin zanaat etkinliklerinde şu demek oluyor ki şahısların ortak araya geldiği değme noktada virüsün çıkma olanağı var. Virüsün nereden başlayıp okula kesinlikle geldiğiyle, ne noktada olduğuyla ilgilendiren nazar boncuğu ilmî data yok. Dolayısıyla bizim okullardaki yetişek sistemimizdeki sınıfların kapanma sayısı, toplumdaki hadise sayısının artışıyla doğrusal ilişkiye sahiptir. Toplumda hadise sayısı arttığı devir beniz yüze açıklık sağlayan derslik sayımız artıyor, azaldığı devir beniz yüze tahsile açıklık sağlayan derslik sayımız azalıyor. Ama burada ilginç ortak bekçi var, 14 devir sonradan bu çocuklarımız gine beniz yüze tahsile bitmeme ediyorlar. Yani ekol kapatılmıyor. İnşallah bunu kararlılıkla uygulamaya bitmeme edeceğiz” dedi.
“Okulların açık olması milli güvenlik meselesidir”
Öğretmenlerin döllenme oranının faziletkâr bulunmasına özen çekici Bakan Özer, “Şu anda okulları açık tutmamızla ilgilendiren en iri avantajımız öğretmenlerimizin aşılı olmasıdır. Hem ortak numara bununla müşterek ikinci düze aşılamada öğretmenlerimizin ele geçirmiş bulunduğu kemiyet Türkiye averajının aşırı üzerindedir. Birinci dozda yüzdelik 92 ikinci dozda yahut telkih yapılmaksızın muafiyet kazanıp antikor oluşturmuş sarıklı oranımız yüzdelik 85'lerdedir. Türkiye averajından 10-15 benek ortak artım yalan konusudur. Özellikle 6 Ağustos ile bugün ortada öğretmenlerin aşılanmasında da ağırbaşlı ortak tekâmül var. Öğretmenlerimizin okulların açılmasıyla ilgilendiren istek gösterildiği devir hoppadak öz sağlıkları düşüncesince değil, topluma numunelik tevlit bağlamında da sorumluluklarını üstlerine alarak aşırı çabuk ortak halde aşılarını tamamladırlar. Vakalara bakılınca öğretmenlerin yakalanma oranının aşırı ceninisakıt bulunduğunu görüyoruz. Öğretmenlerimizin döllenme oranı, İsveç, Finlandiya ve Almanya'daki öğretmenlerin dü düze döllenme oranlarından aşırı elan faziletkâr bulunduğunu görüyoruz. İnşallah bu kararlılıkla okullarımız değme daim açık olur, öğrencilerimiz dostlarıyla ve öğretmenleriyle, öğretmenlerimiz de öğrencileri ve okullarıyla buluşur. Eğer Türkiye'nin ortak doğacak iddiası varsa bu tez beşeri sermayenin niteliğinden geçiyor. Eğer okulları bağlı tutarsak bu iddiamızı kaybederiz. Bu nedenle ego okulların açık olmasının ortak milli güvenlik meselesi bulunduğunu söyledim. Okulları açık tutmalıyız. Öğrencilerimizi hoppadak öğrenmeleriyle değil, psikolojik, içtimai gelişimleri, ekin zanaat etkinlikleri ile daim destekleyip birlik ortak insanoğlu alegori Türkiye'nin geleceğinin inşasında hata ve gösteriş alabilecek niteliklere ehil insanoğlu alegori esermek durumundayız” niteleyerek konuştu.
“Mesleki eğitimin önemi Covid-19 sürecinde görüldü”
Eğitim ile iş gücü alanının el ele vermesiyle mesleksel eğitimin önünün açık olacağını tamlayan Bakan Özer, mesleksel eğitimin öneminin Covid-19 zamanında aşırı açık ortak halde görüldüğünü söyleyerek, “Mesleki eğitimin durumunda olması erişmek hoppadak iş gücü alanının gerekseme duyduğu kalifiye insanoğlu kaynağının yetiştirilmesi erişmek değildir. Aynı sürede Türkiye'de itidalli yetişek sisteminin de adına oturması demektir. 1999'daki büküm kopya uygulaması mesleksel yetişek ve mortocu dil cambazı okullarının alanlarının dışındaki yükseköğretim kurumlarına erişimlerini kısıtladı. Daha sonradan 2012 yıllarında büküm kopya uygulamasının kaldırılmasından sonradan mesleksel eğitimin güçlendirilmesi düşüncesince değme hükümet ağırbaşlı çaba gider etti. Özellikle akıbet üç yılda iş gücü sahası ile aşırı elan sistemli vakaya göre totaliter ortak halde proses yönetilerek ortak teşrikimesai modeli ortaya konuldu. Covid sürecinde mesleksel eğitimin göstermiş bulunduğu performansı değme daim baş başa hatırlayalım. Ülkeler peçe bulamıyordu, havaalanlarında maskeler çalınıyordu. Mesleki yetişek çabucak istihsal kapasitesini devreye soktu. Maskeden dezenfektana, beniz koruyan siperlikten ortak tane kullanımlık önlüğe, elan sonradan teneffüs aletinden peçe makinesine genişliğinde nice ürünü üretip valiliklerin koordinasyonunda topu topu şehirlerde vatandaşın hizmetine sundu. Bu akım yeteneği ve istihsal kapasitesi, mesleksel eğitimin hoppadak iş gücü alanının istediği elemanı yetiştirmekle kalmadığını gösteriyor. Sahip bulunduğu istihsal kapasitesi devletin ve milletinin dehşet şartlarda çalışkan alegori harekete geçirebilecek kapasitenin de orada mevcut bulunduğunu gösteriyor. Türkiye'nin hesaplı kalkınmasının önündeki en ehemmiyetli antipatik güçlerden ortak tanesi de düşüncesi sahiplik konusudur. Son 10 sene içinde Milli Eğitim Bakanlığın mesleksel eğitimde düşüncesi sahiplik tescil payı yılda yüzdelik 2,9 idi. Covid sürecinden sonradan sabık seneki patent, bellik dizayn ve müfit manken tescili 2,9'dan 188'e çıktı. Bu seneki maksadımız 250, şu an bakımından 198 ürünü tescillemiş bulunuyoruz. Eğitimle iş gücü sahası el ele verdiği, baş başa akım etmiş bulunduğu devir sürecin kesinlikle şekillendirebileceğini ve esasta çözülemeyecek üzere duran şeylerin kesinlikle rahatlıkla çözülebileceğinin gösterilmesi yönünde aşırı ehemmiyetli ortak manken ortaya konuluyor. Bu modeli en kalburüstü halde uyguladığımız ortağımız İstanbul Sanayi Odası'dır” ifadelerini kullandı.
Yunus Emre Şeker - Batuhan Altınbaş
