İstanbul
Postmodern darbe namına bilinen 28 Şubat sürecini şahsen canlı Özen, AA muhabirine icra ettiği açıklamada, abisinin temaşa oyuncusu bulunmasına karşın Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 30 yılla yargılandığını ve dü buçuk sene hapishane yattığını söyledi.
Özen, kişi vaktinin de o fasıl abisi düşüncesince üç sene süresince rastgele hafta murafaa salonlarında ve cezaevlerinde geçtiğini belirterek, "Abim, meşrut boşaltma edildiğinde 66 ay onanmamış cezası vardı. Bu nedenle İsveç'e sığınma kılmak durumunda kaldı. Orada müşterek ayrışık terzilik tutturamadı. Çünkü tiyatroya çılgıncasına tutkundu. Hala İsveç'te 50 kesir yaşlarında ve yaşama tutunmaya çalışıyor. Birkaç iş değiştirdi hemen yaşamı müşterek ayrışık sisteme girmedi. Çünkü istediği, ummuş bulunduğu sahn bu değildi." diyerek konuştu.
"28 Şubat'ın en çelimli ayağı basındı"
Kendi eşinin de ayrımsız süreçte öğretmenlikten atıldığına ayraç fail Özen, şöyleki bitmeme etti:
"O çağda eşimle aday olmamıza karşın yaşamış bulunduğu ruh bilimsel travmaları biliyorum. Mesela peruk takarak derse girmeye çalışmış bulunduğu müşterek devir bayıldığını on paralık unutmadım. Son basamak sade müşterek nesne üzere görünen, ancak katsayı engeli sayesinde intihar fail müşterek öğrencim oldu. Bütün bunların sorumlusu kim? O çağda 28 Şubat'ın en çelimli ayağı basındı. Gazetelerde faşistçe polis atan, televizyonlarda galiz istihbarat yapanların şimdilerde doğruluk ve hürriyet nutukları atmaları dört dörtlük müşterek karaca humor örneği."
28 Şubat'ı kişi özelinde de değerlendiren Özen, "Kendi adıma ayakta ikamet kılmak düşüncesince çabaladığım, müşterek yönüyle de olgunlaştığım endişe ve zor yıllarıydı. O dinç yaşlarımda abim cezaevindeydi, eşim başörtüsü zımnında öğretmenlikten atılmıştı. O zamanlarda bize, sahn tarzımıza gönül rahatlığı planlı karaca propagandaları, koyu kini anlayamamıştım. Hala da bunları aklımda mantık müşterek yere koyamadım. En baş döndürücü üzüldüğüm de bu ziyasız sürece dayanak verici matbuat personellerinin tek sorumlulukları yokmuş üzere hayatlarına bitmeme etmeleri." ifadelerini kullandı.
"Hiçbir hikâye bu acıları, travmaları yaşandığı üzere anlatamaz"
İsmail Özen, tamamı bu yaşadıklarından ve gördüklerinden şahsen yola çıkarak kaleme almış bulunduğu geçmiş romanı "Karlı Bir Gece Vakti" yoluyla da gençlerin 28 Şubat'ı araştırmasına, öğrenmesine fırsat peyda kılmak istediğini kaydetti.
Ketebe Yayınları'ndan çıkan "Karlı Bir Gece Vakti"nin dört dörtlük namına 28 Şubat'ta yaşanmış bulunan acıları özetleyen müşterek hikâye olmadığının altını çizen Özen, "Çünkü tek hikâye bu acıları, bu travmaları yaşandığı üzere anlatamaz. Bu anlamda kitap, müşterek fasıl romanı ihtimal hemen dört dörtlük anlamıyla müşterek 28 Şubat romanı değil. Yazarken ilkin gençlerin romanımdan hareketle o dönemleri araştırmasını istedim. Çünkü romanın art planında 28 Şubat müşterek kaynak üzere akıyor." dedi.
Özen, romanda hikayenin Susurluk ilçesinin bulunduğu çağda 1996'da başladığını ve 11 Ekim 1998'de başörtüsü düşüncesince el ele eylemleriyle sona erdiğine dikkati çekerek, "28 Şubat zamanına değgin dayanıklı baş döndürücü nesne romanda karşımıza çıkıyor. Ama okuyanlar da görecekler romanım, henüz baş döndürücü o devre verilen kalık müşterek darülfünun öğrencisinin, ailesinin ve dostlarının ihtisas dünyalarına odaklanıyor. Zaten konusu ne olursa olsun romanlar insanı, belli müşterek perspektifi bulunan karakterleri anlatır." değerlendirmesinde bulundu.
Eseri yazarken 28 Şubat süreciyle ilişik etraflıca müşterek araştırı yaptığını aktaran İsmail Özen, şunları anlattı:
"Gazete ve sütun arşivlerine, YouTube'daki belgesellere, videolara yeniden gene baktım. O devri bilfiil yaşamayanlara müşterek görünge sunmak, tarihe zatî müşterek yük atlanmak istedim. Şimdi arada müşterek toplumsal medyada, nostaljik müşterek yaklaşımla 1990'lı yılların neymiş arı sili müşterek dünyaymış üzere yansıtıldığını görüp kötü şekilde üzülüyor, öfkeleniyor ve şaşırıyorum. Köyler yakılıyordu o yıllarda, az henüz rastgele ay müşterek gazeteci, orgazm lideri öldürülüyordu. Sivas ve Başbağlar Katliamı ve henüz dayanıklı baş döndürücü olay. O zamanın ceride arşivlerine kolay ulaşılabiliyor. Gençlere 1990'lı yılları araştırmalarını kaynak ediyorum. Bu anlamda 28 Şubat, 1990'lı yılların ziyasız dünyasının kapkaranlık müşterek finalidir."
Özen, eşinin ve abisinin yaşadıklarına, hissettiklerine romanda ilişmek istemediğini dile getirerek, "Abimin yaşamı 50 kesir senedir istediği üzere olmadı, olamadı. Bu müşterek romanda anlatılabilir mi? Zaten romanlarda duyguları aşina şekliyle doğrusu müşterek arkadaşa anlattığınız üzere söylemeye kalkıştığınızda klişeye düşüyorsunuz. Öte taraftan iri teessürat dilsizdir, anlatılamaz yani. Ama zamanı anlamda 28 Şubat devri anlatılabilir." biçiminde konuştu.
