TBMM
Meclis Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu Başkanı, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu, Paris İklim Anlaşması'nın acemi teşri zamanında Meclis Genel Kurulu'nun takdirine sunulacağını belirterek, "Ülkemiz, Paris İklim Anlaşması'nı önce imzalayan ülkelerden biriydi. Ancak devletlerin yükümlülükleriyle ilgili adaletsizlikler haysiyetiyle bu anlaşmayı yürürlüğe koymamıştı. Cancun'da ülkemizin kazanılmış bulunduğu hususi şartların dikkate katılması gerekir." dedi.
Eski Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, BM 76. Genel Kurulu'ndaki hitabında, Paris İklim Anlaşması'nın, ekimde TBMM'nin onayına sunulmasının planlandığı açıklamasına bağlı AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
İklim değişikliği ve toptan ısınmanın dört başı mamur dünyanın gündeminde olduğuna ve kuma cereyan edilmesi gerektiğine ayraç fail Eroğlu, akıbet 200 yılda endüstri faaliyetleri ve müstehase mahrukat kullanımındaki artışın, atmosfere bırakılan limonluk gazı miktarını da yükselttiğini belirtti. Veysel Eroğlu, hava değişikliğinin etkilerinin doğacak zamanlarda şimdi da hissedileceğini, en nikbin tabloya gereğince 2100 senesinde 1,8 santigrat derece, en karamsar tabloya gereğince ise 4 santigrat aşama çoğalma olmasının beklendiğini aktardı.
Eroğlu, hava değişikliğinin tesirleri ortada seller, fırtınalar, baş döndürücü sıcaklık, su kaynaklarının ve besin üretiminin azalması, yağışsızlık ve göçlerin sayılabileceğine dikkati çekerek, Akdeniz hava kuşağında mevcut Türkiye'nin, hava değişikliğinden en birlikte tomar etkilenecek ülkelerden bir tanesi bulunduğunu vurguladı. İklim değişikliğinin etkilerini yakından izlem eylemek ve toptan açıdan yapılacak emek harcamaları yakalamak düşüncesince dört başı mamur devletlerin katılımıyla BM kabilinden COP toplantıları düzenlendiğini anımsatan Eroğlu, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Türkiye, 1992 senesinde Rio Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nde hem EK-1 bununla beraber EK-2 ülkesi yerine toprak almıştır. Amerika kabilinden EK-2 sıralamasında toprak düzlük devletlerin mesuliyetleri şimdi birlikte tomar bulunduğu düşüncesince türkiye 2001 senesinde Marakeş'te meydana gelen 7. Taraflar Konferansı'nda EK-2 listesinden fakat çıkabilmiştir. Ardından ülkemiz, 24 Mayıs 2004'te BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine EK-1 ülkesi yerine yan olmuştur. Çevre ve Orman Bakanı olduğum dönemde, 2009'da ülkemiz, Kyoto Protokolü'ne yöntemince yan olmuştur. Ancak rastgele birlikte limonluk gazı azaltım yükümlülüğü almamıştır. Ülkemiz başta arsıulusal bölgede bitmeme fail dört başı mamur güruh ve konferanslara çalışan iştirak sağlamıştır. Bakanlığım döneminde; 2009'da Kopenhag 15. Taraflar Konferansı'na, 2010'da ise Meksika Cancun 16. Taraflar Konferansı'na Türk heyeti başkanı yerine iştirak sağladık. Cancun'da dört başı mamur taraflarla görüşülerek, Türkiye'nin hususi koşulları ikrar edilmiştir."
"Yaptığımız reformlarla limonluk gazı sürüm değerlerimiz azaldı"
Veysel Eroğlu, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde hava değişikliğiyle uğraş ve uzlaşma emek harcamaları dair çevrilme durumunda çalışmalara imza attığını anlattı. Eroğlu, hava değişikliği ile mücadelede en ehemmiyetli sebep bulunan yutak yerlerin başlangıcında mevrut ormanlar konusunda, akıbet 18 yıldaki ağaçlandırma ve ormancılık faaliyetleri yardımıyla Türkiye'nin, orman varlığını arttıran eşsiz ülkelerden bir tanesi olduğuna dikkati çekti.
2003 senesinde 20,8 milyon hektar bulunan orman alanını, 22,9 milyon hektara yükselttiklerini, sonunda orman varlığını 2,1 milyon hektar arttırdıklarını dile getiren Eroğlu, hava değişikliğini etkileyen su kaynakları dair da memleket yerine aşkın ehemmiyetli adımlar atıldığını kaydetti. Eroğlu, "Suyumuzun rastgele birlikte damlasını kıymetlendirmek düşüncesince su yatırımlarında Cumhuriyet tarihimizin rekorlarını kırdık. Son 18 yılda devasa su yatırımları gerçekleştirdik. 8 bin 697 tesisi ermiş milletimizin hizmetine sunduk. Bu tesislerin 600'ü barajdır. Bu barajlar başta yağışsız dönemlerde, içmece suyu, sulama suyu ve erke üretiminde aşkın iri yarar sağlamışlardır." diyerek konuştu.
Türkiye'nin erke üretiminde acemi ve yenilenebilir erke kaynaklarının kullanımını arttırdığını anlatım fail Eroğlu, ülkenin yekûn müesses gücünün yüzdelik 52'sinin yenilenebilir erke kaynaklarından sağlandığını hatırlattı. Bütün illere ve dayanıklı aşkın ilçeye tabii taş yağı lambası lambası iletildiğine dikkati çekici Eroğlu, tabii gazın 68 milyonluk nüfusa kavuşması ve yaygınlaşmasıyla kömür kullanımının azaltıldığını, sonunda dokuncalı gazların atmosfere salınımının düşürüldüğünü anlattı.
AK Parti iktidarında, bu bağlamda emektar uygulayım bilimi ürünü vasıtaların trafikten çekilerek, yerlerine acemi vasıtaların geldiğini, melez vasıtaların desteklendiğini ve elektrikli anahtar üretimi dair iri birlikte seferberlik başlatıldığını tamlayan Eroğlu, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Ulaşımda attığımız adımlarla, düz yazı ettiğimiz duble yöntemler ve tüneller yardımıyla mahrukat tasarrufu ve atmosfere bırakılan dokuncalı gazlarda ehemmiyetli derecede azaltım sağlanmıştır. Toplu taşımada Marmaray, çabuk şimendifer çizgileri ve bol raylı sistemlerin yaygınlaştırılmasıyla tabiata bırakılan karbondioksit salınımı azaltılmıştır. Düzenli sert atılmış derç merkezleri kurulmuştur. İlk kez tıbbi atılmış derç merkezleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı zamanında başlatılmıştır. Geri tahavvül tesisleri yaygınlaştırılmıştır. Yaptığımız reformlar ve gerçekleştirdiğimiz yatırımlar yardımıyla ülkemizin limonluk gazı sürüm değerleri azalmıştır. 2019 yılı limonluk gazı sürüm değerimiz, birlikte eskiden yıla göre yüzdelik 3,1 oranında düşmüştür."
"Komisyon raporumuzu ekimde TBMM Genel Kurulu'na sunacağız"
TBMM Araştırma Komisyonu Başkanı Eroğlu, akıbet zamanlarda tesirini şimdi birlikte tomar hissettiren hava değişikliğini dört başı mamur yönleriyle ele alarak, alınacak tedbirlerin belirlenmesi düşüncesince TBMM'de dört başı mamur siyasal partilerin kuma kararıyla birlikte araştırı komisyonu kurulduğunu hatırlattı.
Eroğlu, 23 Mart 2021 tarihinden itibaren kendisinin başkanlığında çalışmalara süregelen komisyonun, koyu emek vermek programı yürüterek 24 toplantıda, amme kasıntı ve kuruluşları, üniversiteler, taharri memuru polis maşer örgütlerinden dalında bilirkişi 82 kişiyi dinlediğini, aşkın sayıda bakma ve amme kurumundan 37 şahsiyet bilirkişi birlikte ekibin de çalışmalara dayanaklık eylemek verdiğini kaydetti.
Araştırma Komisyonunun birlikte rekora imza atarak en birlikte tomar güruh ve uzmanın dinlenmiş bulunduğu komite bulunduğunu vurgulayan Eroğlu, "Komisyonumuz, aşkın şümullü ve hava değişikliği ile ilgili uzlaşma emek harcamaları noktasında aşkın sayıda öneri ve tavsiyelerinin bulunduğu raporunu tamamladıktan sonradan ekimde TBMM Genel Kurulu'na sunacaktır. İnşallah ülkemizin hava değişikliği ile mücadelesinde birlikte delil ve harita durumunda bulunan raporun aşkın yararlı olacağına inanıyoruz." dedi.
"Ülkemizin sorumluluğu hemen yüzdelik 1'dir"
Türkiye'nin, acemi hava diyetinde para ve uygulayım bilimi desteklerine ulaşım talebinin karşılanması kaydıyla 2015 senesinde Paris Anlaşması'nı ikrar ederek, 22 Nisan 2016'da imzaladığını, fakat hâlâ TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri yapılarak onaylanmadığını anımsatan Eroğlu, şu görüşleri paylaştı:
"TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonumuza bilim sunan amme kasıntı ve kuruluşlarımız ile darülfünun ve taharri memuru polis maşer kuruluşu temsilcilerimizi dinlediğimizde, ülkemizin hava değişikliği ile mücadelede aşkın iri mesafeler katettiği açık açık görülmüştür. Hatta Türkiye'nin başta ikrar etmiş bulunduğu değerlerden şimdi düşüt ölçüde sürüm salgıladığı ortadadır. Ülkelerin limonluk gazı emisyonlarına baktığımızda, ülkemizin zamanı süreçte sorumluluğu bulunmamaktadır. 1990-2018 yılları arası sürüm değerleri incelendiğinde ülkemizin sorumluluğu hemen yüzdelik 1'dir. Paris Antlaşması'nın anne hedefi, toptan susama artışının, endüstri önceleri seviyelerinin 2 santigrat aşama seviyesiyle sınırlanmış tutulması, ayrıca mümkünse 1,5 santigrat derecede sınırlandırmanın yahut durdurmanın beraberinde düşüt limonluk gazı salımlı ve camianın hava mukavemetli kalkınma önünde ahenkli finansman akışının sağlanması yerine belirlenmiştir."
Eroğlu, Avrupa Komisyonunun, 2019'da AB'nin acemi çoğalma stratejisi bulunan Avrupa Yeşil Mutabakatı Bildirisi'ni açıkladığını hatırlatarak, bu bildiriyle AB'nin limonluk gazı emisyonlarını 2030 yılına genişliğinde 1990 seviyelerine göre minimum yüzdelik 50, mümkünse yüzdelik 55 kısıntı ve 2050 yılına genişliğinde da "karbon nötr" (salınan limonluk gazı miktarına eşdeğer limonluk gazının tutulması) olmayı hedeflediğini vurguladı.
Veysel Eroğlu, Erdoğan'ın BM 76. Genel Kurulu'ndaki hitabında bu konudaki sözlerinin önemine dikkati çekerek, "Ülkemiz Paris İklim Anlaşması'nı önce imzalayan ülkelerden biriydi. Ancak devletlerin yükümlülükleri ile ilgili adaletsizlikler haysiyetiyle bu anlaşmayı yürürlüğe koymamıştı. Cancun'da ülkemizin kazanılmış bulunduğu hususi şartların dikkate katılması icap ettiğini düşünüyorum. Gelinen bu aşamada Sayın Cumhurbaşkanımızın da anlatım etmiş bulunduğu kabilinden acemi teşri zamanında Meclis Genel Kurulu'nda bu geçim yüksek Meclisimizin takdirine sunulacaktır. İçinde bulunduğumuz evren ve yaşadığımız mevzi bizlere atalarımızdan kalıt değildir, fakat rastgele birimiz bu dünyayı koruyup doğacak nesillere şimdi yaşanabilir birlikte mevzi çoğaltmak düşüncesince birer emanetçiyiz ve mevcut gücümüzle çalışmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
