6 Şubat Pazartesi haset sayaç 04.17'de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 büyüklüğünde birlikte deprem meydana geldi. İlk depremin peşi sıra bire birlikte gündüz içinde gene Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğünde ikinci birlikte deprem şimdi yaşandı. 'Asrın felaketi' olarak vasıflandırılan depremlerde Kahramanmaraş ilkin peyda etmek kıl payı Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illeri de hasar gördü. Depremde 40 binin üstünde ad yaşamını kaybederken, on binlerce ad de yaralandı. Yaşanan tahripkâr depremlerin peşi sıra yurttaşlar iane düşüncesince seferber oldu. Yapılan planlamalar çerçevesinde depremden sağ kurtulanlar bölgeden boşaltma edilmeye başlandı. Aydın'a getirilen bazısı Adıyamanlı depremzedeler, ilçelerdeki yurtlara ve amme müesseselerinin misafirhanelerine yerleştirilirken, kimileri de öz yakınlarının yanına gelmiş olarak durma etmeye başladı.
Asrın felaketinden sağ kurtularak Aydın'a mevrut depremzedelerden bir tanesi de 63 yaşındaki Mehmet Zeki Polat ve benzeri oldu. Aydın'ın Kuşadası ilçesindeki kızının yanına yerleşen Polat ailesi, Kahramanmaraş merkezli deprem müdahale peyda etmek kıl payı 3 kez depreme yakalandı. Mehmet Zeki Polat, akıbet depremin peşi sıra yaşamış olduğu aşkın sıkıntı ve stres yüzünden 2 kez kalp aksesi geçirdi. Aydın Devlet Hastanesine gönderme edilen Polat, hekim ve hemşirelerin nezarete altında hastanede otama dibine alındı.
"Kelimelerle anlatım edilecek birlikte gestalt değil"
Kendilerinin üçüncü kez depreme yakalandığını ve Kahramanmaraş merkezli deprem gecesi yaşadıklarının kelimelerle anlatım edilemeyecek derecede ağır birlikte gestalt bulunduğunu anlatım fail Polat, "O gündüz yaşadıklarımız kelimelerle anlatım edilebilecek birlikte bilinçlilik değil, o hatırat canlı bilir. Bir taraftan karla alengir rahmet yağıyordu, birlikte taraftan depremin korkusu aşkın zordu. Geçtiğimiz senelerde da depremlere yakalandık. Üçüncü depremi de aşkın şükür atlattık. Birinci depremde evlerimiz yattı, ikinci depremde yıkıldı. O vakitler konteynerlerde ve çadırlarda 3-4 sene yaşadık. Devlet evlerimizi yapmış oldu öz evlerimize geçtik. Bir sene sonradan üçüncü depreme de yakalandık" niteleyerek konuştu.
"Depremin stresinden çevre 2 kez kalp aksesi geçirdim"
Depremin kendisini aşkın birlikte tomar etkilediğini ve stresten çevre 2 kez kalp aksesi geçirdiğini anlatım fail Polat, "Depremde nice akrabamız ve dostlarımız çökme altında kalmış olarak hayatlarını kaybettiler. Bütün sevdiklerimizi toprağa verdik. Çoğumuz cenazelerimizin yerini bilmiyoruz. Benim baba yarısı çocuklarım, yeğenlerim, baldızımın evlatları bütünü ölüm ettiler. Mezarlarının yerini bile bilmiyoruz. O derece aşkın ölüm fail mevcut ki, yaşamını kaybedenleri gömecek toprak caba kalmadı. Evimizi, yurdumuzu bırakıp buraya geldik. Havaalanına derece geldik, sonradan mutluluk olanakları ile Ankara'ya, oradan öz imkanlarımız ile Kuşadası'na kızımın yanına geldik. Bu proses içinde 2 kez stresten naşi kalp aksesi geçirdim. Birini Ankara'da uçaktan inerken, ötekini de otobüsle Kuşadası'na geldiğimde terminalde geçirdim. Beni apar topar doktora götürdüler. Oradan da buraya Aydın Devlet Hastanesine getirdiler" halinde konuştu.
"Bu koşullar altında art dönmeye niyetimiz yok"
Adıyaman'da doğup büyüdüğünü fakat yaşadıkları deprem felaketlerinin peşi sıra geriye hâllenmek istemediklerini kaydeden Polat, "Benim başka kızım da Adıyaman Gölbaşı ilçesinde yaşıyordu. Eşi orada memur ve çökme altında kaldılar. Evleri 6 katlıydı ve mahmul yıkıldı. Çok şükür kızımı sağ olarak çıkarttık. Sadece birlikte arkadaşları hayatlarını yitirdi apartmanda. Biri de bir, bini de bir. İnsan öz doğup yetiştiği memleketini bırakmaz gücün bu yaşananlardan sonra, birlikte defa ki bu koşullar altında on paralık dönmeye de niyetimiz namevcut şimdilik. Yine hem Adıyaman'da bununla birlikte Hatay'da depremler oldu. Bir mal bıraktık orada. Servetimiz gene gitseydi de bu dirilik kayıpları yaşanmasaydı. Allah hiç kimseye birlikte şimdi yaşatmasın, düşmanımın başına da vermesin" ifadelerini kullandı.
Murat Uçkaç - Uğur Eser
