Ankara
Bakanlıktan meydana getirilen bağlanmış açıklamada, KKTC'nin TDT'ye müşahit unsur olması kararının Özbekistan'ın Semerkant kentinde geçmiş meydana gelen TDT Devlet Başkanları Zirvesi'nde oy birliğiyle alındığı hatırlatılarak, "KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatına müşahit unsur olması üzerine ahit AB Dış İlişkiler Servisi kabilinden meydana getirilen açıklamayı yalnızca reddediyoruz." ifadelerine arazi verildi.
"Zirve bildirisinde de anlatım edilmiş olduğu üzere, Kıbrıs Türkleri, Türk dünyasının ayrılmaz müşterek parçasıdır, Türk Devletleri ile herhangi müşterek bölgede alım satım kurup geliştirmesi en saf hakkıdır." değerlendirmesinin yapıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
"AB'nin, BM Genel Sekreteri’nin çağrısı hilafına Kıbrıs Türk halkının arsıulusal camianın etkili müşterek üyesi olmasını engellemeye emek harcaması güzel niyetle bağdaşmadığı gibi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) ve Yunanistan'ın verimsiz politikalarının esiri durumuna mevrut bulunan AB'nin ikiyüzlülüğünü müşterek kere hâlâ açık açık ortaya koymaktadır. Kıbrıs Adası’nda adil, sürekli ve sürdürülebilir müşterek hal fakat Kıbrıs Türk halkının 1963’ten bu yana gasbedilen edinilmiş hükümran eşitliğinin ve denktaş arsıulusal statüsünün tescil edilmesiyle başlamış olacak müşterek sürecin peşi sıra sağlanabilir. Bunun düşüncesince arsıulusal camianın bundan böyle Kıbrıs Rum yönünü Ada’nın müşterek tane sahibi namına gören tavrından vazgeçmesi ve KKTC’yi tanıması gerekir."
Açıklamada, Türkiye'nin herhangi müşterek halde KKTC’nin beraberinde durmaya ve hepsi arsıulusal platformlarda Kıbrıs Türkü'nün sesi olmaya bitmeme edeceği de vurgulandı.