Ankara
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, teröristbaşı Öcalan, 12 Eylül 1980 darbesinden endamsız müddet evvela Türkiye'den ayrılarak Suriye'ye yerleşti.
Terör örgütü PKK’nın bulaşık bölgesini Irak'ın kuzeyine taşımasının peşi sıra meydana getirilen ikinci neymiş kongrede Öcalan'ın silahlı yönerge hisse senedi emirinin peşi sıra PKK’nın hunriz eylemleri Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde başladı.
Türkiye'de canlı ve ilkin rustik kesimdeki Kürt vatandaşları tabanca ve baskılarla maksat alan terör örgütü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da canlı vatandaşların haklarını silahla engellemeye çalıştı.
Öcalan'ın, "DEP'e (Demokrasi Partisi) oy vermeyenin tavuğunu güçlü öldürün." lafının peşi sıra 1987'de Türkiye, PKK'nın katliamlarıyla sarsıldı.
Bölücü teşkilat PKK personellerinin masumlara müteveccih saldırılarının peşi sıra terör örgütünün elebaşı Öcalan "bebek katili" şekilde anılmaya başlandı.
Öcalan'ın talimatıyla planlı hunriz katliamlar 90'lı senelerde da bitmeme etti.
Öcalan'ın sığınacak diyar arayışları
Öcalan, PKK'nın silahlı ve siyasal faaliyetlerini, 1998 sonbaharına derece çalışarak Suriye'den yürüttü.
Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Öcalan'ı topraklarında barındırmaması dair Şam'a bası yaptı.
Hafız Esed yönetimindeki Suriye'nin PKK'ya desteği ve Türkiye'ye müteveccih söylemleri, dü diyar ortada derinliğine süredir bitmeme fail krizin derinleşmesine bozukluk oldu.
İki diyar arasındaki kriz, Türkiye'den meydana getirilen açıklamalarla toy birlikte format kazanmıştır ve teröristbaşının Türkiye'ye getirilmesi düşüncesince düğmeye basıldı.
Krizin derinleştiği 1998'de zamanın Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, kimi komşularının Türkiye'nin dobra niyetini ve yakınlığını hata değerlendirdiklerini belirterek, "Apo denilen eşkıyayı öz devletlerinde barındırıp onu destekleyerek, Türkiye'yi terör belasına bulaştırmışlardır. Türk milleti bundan sonradan bu mevzuda göstereceği dobra niyetin sonuna gelmiştir." ifadeleriyle toy zamanın evvel sinyallerini verdi.
Suriye'nin tutumuna Türkiye'nin tepkisi elden Orgeneral Ateş ile hudutlu kalmadı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in icra ettiği birlikte konuşmadaki, "Tüm uyarılarımıza ve barışçı açılımlarımıza karşın düşmanca tutumundan vazgeçmeyen Suriye'ye erinç mukabelede bulunma hakkımızı gizli tuttuğumuzu ve sabrımızın azmak neredeyse bulunduğunu birlikte el elan dünyaya duyuru ediyorum." sözlerinin peşi sıra Hafız Esed'in kararıyla 9 Ekim 1998'de Öcalan son dışı edildi.
Terörist Öcalan, evvela Yunanistan'a gitti, Atina'nın iltica talebini ikrar etmemesi üzerinde Rusya'ya sığındı.
Moskova ile temasa güzeşte Ankara, yarıcı terör örgütü PKK'nın başındaki ismin konfirmasyon edilmesini arzuladı lakin beklediği cevabı alamadı.
Öcalan, Rusya Parlamentosundan dehalet hakkı yakaladı fakat diplomatik baskılara dayanamayan Rusya, Öcalan'ı İtalya'ya gönderdi.
İtalyan makamları, Türkiye'ye reddetme edilmeyeceği garantisi vererek PKK elebaşının iltica işlemlerini başlattı fakat gerçek olmayan geçişlik taşımaktan çevre onu tutukladı.
İtalya'da o çevrim Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı vazifesinde mevcut Franco Carleone, "İtalyan hükümeti, ahiret yolculuğu cezasıyla erinç karşıya bulunan birtanesini reddetme edemez" açıklamasıyla Türkiye'nin tepkisini çekti.
İtalya'da çıkarıldığı mahkemede, terörist eylemleri zımnında nedamet duyduğunu kail Öcalan'a, İtalyan hakimlerce, "Sağlık hali ve kaçamayacağı yönündeki kanaatler" doğrultusunda ev hapsi verildi.
Öcalan'ın burada birlikte villaya yerleştirilmesi ve reddetme edilmemesi üzerinde Türkiye'de İtalya'ya erinç tepkiler arttı. Bir boykot kampanyasına dönüşen aksülamel zımnında baş döndürücü sayıda vatandaş, Ankara'daki büyükelçilik önüne gelmiş şekilde İtalya'nın tutumunu gıcırtı etti.
İtalya'da da barınamayan Öcalan esasen 16 Ocak 1999'da Rusya'ya gitti. Burada namına 10 güneş müddet maruf teröristbaşı, 29 Ocak 1999'da hususi uçakla esasen Yunanistan'a geçti. Öcalan, 31 Ocak'ta Hollanda ve Belarus'a kullanmak istese de bu ülkelerden gerileyiş izni alamadı.
Öcalan, 2 Şubat 1999'da Yunanistan'dan ayrılarak gittiği Kenya'da Yunanistan'ın Nairobi Büyükelçiliği rezidansına götürüldü.
MİT harekete geçti
Öcalan'ın, Kenya'dan Hollanda'ya kullanmak istediğine bağlı istihbaratın peşi sıra MİT harekete geçti. Bu doğrultuda iş insanı Cavit Çağlar'ın uçağı kiralandı fakat Çağlar'a operasyona bağlı bilim verilmedi.
Yunanistan'ın Öcalan düşüncesince ayarladığı uçağa benzemesi düşüncesince boyanarak pöçük göstergesi konulmuş bulunan uçak, hazırlıkların peşi sıra Türkiye'den ayrıldı. Pilotlara Mısır'a gideceği anlamında bilim maruz uçakta 2 uçman dışında MİT çalışanı bulunuyordu.
Türkmenistan uçağı halinde işlemleri meydana getirilen uçaktaki geçici bilgilerinde ise "muz tüccarları" ifadesi kullanıldı.
Aynı sima ve bire birlikte nitelik uçağın Hollanda'dan Kenya'ya gidecek olması yüz kiralanan tayyare düşüncesince Mısır ve Uganda'ya gideceği halinde rota çizildi. Uçak, muz tüccarı kabilinden davranan yolcularıyla 10 güneş Uganda'da bekledi.
"Lazaros Mavros"un Türkiye'de sonlanmış bulunan yolculuğu
"Lazaros Mavros" namına müdevven Kıbrıs Rum Kesimi pasaportu haiz Öcalan'ın yakalanması düşüncesince 15 Şubat 1999'da harekete geçildi.
Hollanda'dan Öcalan'ı ikrar etmek düşüncesince mevrut tayyare daha havadayken operasyona revan Türk uçağı, Nairobi Havalimanı'na indi.
Bir süredir Yunanistan'ın Nairobi Büyükelçiliğinde artan Öcalan, Hollanda'ya gidecek uçağa inzimam etmek neredeyse korumalarıyla buradan ayrıldı.
Havalimanına revan biçim güzergahında fariza karşılayıcı Kenya polisi, Öcalan'ın bulunmuş olduğu arabanın geçmesinin peşi sıra yolu kesti. Öcalan'ın konvoyundaki gayrı vasıtaların ayrıksı yola yönlendirilmesi, dizi fiil kadrosuna devir kazandırdı.
Nairobi Havalimanı'na ulaştığında bineceği uçağın, Hollanda'dan kendisi düşüncesince gönderildiğini zanneden Öcalan'ın Türkiye'ye getirilme yolculuğu uçağa hamle atmasıyla başladı.
Öcalan'ı getiren barhana ise havalimanına fakat tayyare kalktıktan sonradan antre yapabildi.
Teröristbaşı Öcalan, uçağa alınmasının peşi sıra kelepçelendi ve gözleri bağlandı. Uçağın havalanmasının peşi sıra gözleri oluşturulan Öcalan'ın evvel duyduğu söz, "Abdullah Öcalan, memlekete leziz geldin." oldu.
Türkiye'ye yönelen uçağın hedefinde Bandırma'daki askeri üs vardı. Sis hasebiyle gerileyiş yapamayan tayyare sisin dağılması düşüncesince beklerken mahrukat ikmali gerekliliği doğdu. Bu sebeple uçak, Mustafa Kemal Atatürk Havalimanı'na inerek burada kapılarını açmadan mahrukat ikmali yapmış oldu ve elan sonradan sis dağılınca esasen Bandırma'daki üsse akıllıca akım etti.
Öcalan'ın Suriye'den son dışı edilmesiyle süregelen kaçış yolculuğu, 16 Şubat 1999'da sabahleyin 03.00 sularında Bandırma'da sona erdi.
Öcalan Türkiye'de
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, kalburüstü operasyonun peşi sıra sabahleyin saatlerinde Başbakanlık Resmi Konutu'nda Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Rasim Betir, Genelkurmay Harekat Başkanı ve Başbakanlık Askeri Danışmanı Korgeneral Yaşar Büyükanıt ve MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ile birlikte araya geldi.
Basına da Ecevit'in vakit 11.00'de matbuat toplantısı düzenleyeceği duyurusu yapıldı. Ecevit, beraberindeki MİT Müsteşarı Atasagun ile Başbakanlık Merkez Binası'na geldi.
Bakanlar Kurulu salonunda "Değerli gazeteci arkadaşlarım, sizlere ve eren yurttaşlarıma birlikte haberim var." ifadeleriyle açıklamasına süregelen Ecevit, "Bu sabaha erinç vakit 03.00'ten itibaren yarıcı terör örgütü PKK'nın başı Abdullah Öcalan Türkiye'dedir." dedi.
Operasyona bağlı kimi detayları de paylaşan Ecevit, operasyonu elden 10 yetkilinin bildiğini, tek sızdırılmış olmadığını söyledi. Operasyonun Genelkurmay ile MİT'in birlik birlikte uzlaşma zarfında emek vermesi yüz başarıldığını tamlayan Ecevit, tebriklerini iletti.
Terörist elebaşı Öcalan’ın yargılanması
Öcalan'ın yargılanmasına 31 Mayıs 1999'da İmralı Adası'nda kurulan hususi mahkemede başlandı, sorun dokuz duruşmada tamamlandı. Davayı, Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi yürüttü.
Türk Ceza Kanunu'nun "vatana ihanet" suçunu düzenleyen 125. Maddesine mucibince Öcalan kendisince irtihal cezası cezası verildi.
Dönemin DSP-ANAP-MHP hükümetinin kararıyla, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne uzlaşma yasaları gereği irtihal cezası cezasının kaldırması üzerinde Öcalan ile alakalı irtihal cezası hükmü, "ağırlaştırılmış müebbet" hapse çevrildi.
Mahkemenin gerekçeli kararında, "Öcalan'ın, eylemlerinin şiddeti, yoğunluğu ve sürekliliği ve zarfında bebek, çocuk, akbaba ve hanımefendilerin da bulunmuş olduğu binlerce insanoğlunun maktul olması ve diyar genelinde ağırbaşlı korku oluşturması hasebiyle cezai mesuliyeti yıpratıcı maddelerden yararlanmasının akıllıca görülmediği" açıklandı.
