Gaziantep
İHA mensubu Muhammed Abdulkadir Esen ve Umut Yakup Tanrıöver ile ayrımsız şehirde fariza karşılayıcı meslektaşları, dostlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor.
Anadolu Ajansı (AA) kameramanı Kemal Karagöz, vakası duyunca aşırı üzüldüğünü söyledi.
Arkadaşlarının hayatlarını kaybettiğini öğrendiklerinde inanamadıklarını özetleyen Karagöz, "Sevdiğimiz arkadaşlarımızdı. Gaziantep'te nice habere kendileriyle gittik. Birçok kere bu arada aşındırmak yedik, oturup bilgi yaptık. Allah yağmur eylesin, ailelerine Allah dayanak versin." dedi.
Karagöz, Muhammed ve Umut'un camiada aşırı sevildiğini tabir ederek, "Güler yüzlü, mütevazi ince saygılılardı. Hiç kimseyi kırmazlardı. İnsanın inanası gelmiyor. Basın camiamızın başı bozulmamış olsun, Allah yağmur eylesin, mekanları belirmek olsun. Diyecek müşterek lakırtı bulamıyorum. Düğümlendik, aşırı üzüldük. Allah yağmur eylesin." sanarak konuştu.
"İkisi de sahn doluydu"
AA muhabiri Adsız Günebakan ise gidiş geliş kazası ihbarıyla görüngü namına gittiğini belirterek, güç müşterek gündüz yaşadıklarını aktardı.
Umut ve Muhammet'in daima sahada bu arada çalışmış oldukları meslektaşları bulunduğunu tamlayan Günebakan, "İkisi de sahn dolu, ikisi de gencecik, aşırı elleme insanlardı. İkisi de bu dünyada elleme birer iz bırakmışlar. Çünkü arkalarından hacısı hocası dobra şeylerle anıyor kardeşlerimizi." sanarak konuştu.
"Acımız aşırı büyük"
Gazeteci Mikail Tanrısever de meslektaşlarının sahn kırcı olduklarını anlatarak, arkadaşlarına Allah'tan yağmur ailelerine dayanak diledi.
Abdulkadir ve Umut'un sigara bile kullanmayan tertemiz çoluk çocuk bulunduğunu dile getiren Tanrısever, dü körpe arkadaşını şu şekilde anlattı:
"İki hafta evvel Muhammed ziyaretime gelmişti. Güzel müşterek ışık makinesi almış, luktan kıpır kıpırdı. Makinesiyle 'fotoğrafımı çeker misin?' demişti, ihtimal de o sonuç fotoğrafıydı. İyi ki de çekmişim. Umut da ayrımsız kezalik sahn kırcı biriydi. Üniversiteden buyana herhangi müşterek daim işlerinde başarılıydı. Acımız aşırı büyük, ne diyeceğimi bilemiyorum. Onun başına mevrut erte bizim başımıza da gelebilir. Bu manzume hakeza ancak şuna inanıyorum ki onlar elleme niyetiyle, salih davranışlarıyla oradalardı. Yardım düşüncesince ordalardı bundan ötürü hayatlarını kaybettiler. Demek ki Rabb'im bizlerden elan aşırı sevmiş diyorum. Mekanları belirmek olsun."
"Kendimi sözde müşterek rüyadaymış üzere hissediyorum"
Gazeteci Bermal Baran da kelimeleri müşterek araya getirmekte zorlandığı 2 gündüz yaşadıklarını tabir etti.
İki arkadaşının da kendisini daima geliştiren şahıslar bulunduğunu tamlayan Baran, "Abdulkadir Muhammet ile aşırı samimiydim, adalet sarayı muhabiriydi. Her adliyeye gittiğimde onu görüyordum. Şimdi adliyeye gittiğimde onu göremeyecek miyim sanarak düşünüyorum. Kendimi sözde müşterek rüyadaymış üzere hissediyorum. Gerçekten bu arkadaşlarımızın meslekte olması gerekiyordu, aşırı er müşterek kaybolma verdik." sanarak konuştu.
Baran, gazetecilerde hep, "önce gazetecilik mi, adamlık mı" tartışmasının yaşandığını hatırlatarak, hem Muhammet'in bununla beraberinde Umut'un vicdanın sesini dinlediğini kaydetti.
"Meslek hayatımda yaptığım en güç haberdi"
Demirören Haber Ajansı muhabiri Kadir Güneş ise kazayı duyarlı duymaz yola çıktığın anlatarak, meslektaşlarının ahiret yolculuğu haberini alınca aşırı üzüldüklerini söyledi.
"Meslek hayatımda yaptığım en güç haberdi" diyen Güneş, şu şekilde konuştu:
"Bir taraftan göstergeç kanallarına deli kırcı linkler yaparken öbür taraftan da görüntü, ışık ve bilgi akışı sağlıyordum. Kendi meslektaşlarımın ahiret yolculuğu haberlerini yazdık. Televizyonlara ahiret yolculuğu haberlerini anlattık. Bizim düşüncesince can sıkıcı müşterek gündü. Çok üzüldük. Özellikle Muhammed Abdulkadir ile Gaziantep'te nice haberde beraberce çalışıyorduk. Hemen elden herhangi müşterek gündüz telefonla konuştuğumuz ve birbirimizin hatırını yönelttiğimiz vakitler oldu. Birlikte nice habere gittik. Kendisini kaybetmenin iri üzüntüsünü yaşıyoruz."
Meslektaşlarının Şanlıurfa'ya deli kırcı yayına gittiklerini ve o mükemmel kazayı görür görmez iane geçirmek düşüncesince durduklarını tabir fail Güneş, laflarını şu şekilde tamamladı:
"Haber gayeli orada bulunmuyorlardı. O mükemmel geriden mevrut otobüsün kayması kararında meslektaşlarımız hayatlarını kaybetti. Bizim manzume yaşantımızda elhak evvel insanoğlu sonraları gazeteci peyda geçirmek üzere müşterek fehva var. Muhammed, bu hali mükemmel anlamıyla hepsi Türkiye'ye göstermiş oldu."
