Savcılığın, "kamu barışını bozucu" diye 1'er yıla derece hapislerini istediği sanıklar düşüncesince mahkeme, "Biri kilise üzerinde çıkmadı. Çıkanlar da töhmet kastıyla akıntı etmedi" diye 'şüpheden maznun yararlanır' vurgusuyla aklanma sonucu verdi.
3 maznun kendince 'halkın müşterek kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama' suçundan birer yıla derece cezaevi cezası istemiyle sorun açılmıştı.
Savcılık, tapınak duvarına çıkıp gizlemeden musiki eşliğinde oynama eyleminin amme barışını bozucu mahiyette bulunduğu değerlendirmesi yaptı. Şüphelilerin eylemlerini onama ettiğini tamlayan savcılık, 3 kişi kendince da 'halkın müşterek kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama' suçundan birer sene derece cezaevi cezası istemiyle sorun açtı.
İstanbul Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi'nde sade muhakeme usulüyle tanıdık davada murafaa kararını verdi. Sabah gazetesinin haberine uyarınca eylemin halkoyu gözetiminde aksülamel toplamış bulunduğu ve baş döndürücü sayıda yurttaş çeşidinden toplumsal iletişim araçları yoluyla eleştirildiğini tamlayan mahkeme, sanıkların suçu onama etmediği ve töhmet kastıyla akıntı etmediklerine değgin tabir verdiklerini belirtti.
Sanıklardan Ömer Faruk Arman ve Yunus Emre Uzun'un alkollü olduklarını, otomobilde musiki açtıklarını, etrafın hareketli bulunduğunu dediği ve Kadıköy'de cümbüş olduğunu, müşterek an etraftakilerin de raks etmeye başladığını, bunun üzerinde kilise duvarına çıkıp kendilerinin de raks ettiklerini dini değerleri istihkar üzere müşterek kasıtlarının olmadığını savundukları anlatıldı.
Sanık Ozancan Yılmaz'ın kilise duvarına çıkmadığını, gayrı sanıkların çıkıp oynadığını tamlayan murafaa bu vaziyette Yılmaz'ın töhmet işlediğine, oynayan sanıkların da töhmet kastıyla akıntı ettiklerine değgin konkre ve doyurucu müşterek tutanak elde edilemediğini belirtti. 'Şüpheden maznun yararlanır' ilkesini dikkate meydan murafaa sanıkların beraatlarına hükmetti.
