CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bugün devlette, bürokraside mevcud çürümenin, yozlaşmanın asliye sebebi değim sisteminin bulunmayan edilmesidir. Yani bilgiye erişime değil, kısaca işi yapana değil, çabucak mahsus müşterek insana sadakatten yola çıkarak mahsus bireyleri mahsus kadrolara taşırsanız kâr bu günkü soysuzlaşma tablosunu önümüze çıkarır. Buradan kurtulmamız lazım." dedi.
Kılıçdaroğlu, "Pandemi Sonrası Türkiye ve Dünya Ekonomisi" başlığıyla planlı "Maltepe Ekonomi Forumu"nda icra ettiği konuşmada, ekonomide ağırbaşlı müşterek aksaklık bulunduğunu söyledi.
3 asliye adım
Kılıçdaroğlu, kalın pıtrak dile getirdikleri 3 asliye adımdan yalan ettiklerini, bunların da "yeni kadrolar, acemi kurallar, acemi kurumlar" bulunduğunu tabir ederek, "Biz bu 3 adımı atarsak, düşündüğümüzü gerçekleştirirsek ehemmiyetli neticeler elde ika dair ehemmiyetli müşterek merhaleyi aşmış olacağız. Yeni kadrolardan kastımız nedir? Devlette liyakatin olmasıdır. Yani işi ehline konfirmasyon etmektir. Eğer siz Merkez Bankası yönetimine arkeoloğu atarsanız bu olmaz. Banka idare kuruluna siz müşterek sporcuyu, müşterek güreşçiyi atarsanız bu olmaz. Her müşterek bireyin bilgisi, birikimi, ağırlığı zat dalında olursa o kendisini hissettirebilir ve oradan henüz sağlıklı, henüz insicamlı neticeler alabiliriz." diyerek konuştu.
Yeni kadrolardan kastettiklerinin devletin baştan yapılanmasında değim sisteminin, işi ehline konfirmasyon etmenin ayaklık şekilde benimsenmesi bulunduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, bu kuralı lüzum uygulamada, lüzum yasalarda müşterek biçimde yaşama geçirmelerinin gerekliliğine aksan yaptı.
Kılıçdaroğlu, "Bugün devlette, bürokraside mevcud çürümenin, yozlaşmanın asliye sebebi değim sisteminin bulunmayan edilmesidir. Yani bilgiye erişime değil, kısaca işi yapana değil, çabucak mahsus müşterek insana sadakatten yola çıkarak mahsus bireyleri mahsus kadrolara taşırsanız kâr bu günkü soysuzlaşma tablosunu önümüze çıkarır. Buradan kurtulmamız lazım." dedi.
İkinci ehemmiyetli kuraldan birinin de "yeni kurallar" bulunduğunu açıklanan Kılıçdaroğlu, devletin asetat olması gerektiğini, bürokrasinin bugün adeta mestur müşterek kutu kabil olduğunu, yol, köprü, iklim alanı, kent hastanelerinin kaça mal edildiğinin sorusuna "ticari sır" denildiğini savundu.
- "Siyasetin aritmetik verebilir konumda olması lazım"
Kılıçdaroğlu, burada 2 asliye kurallarının bulunduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Bunlardan bir tanesi 'kesin aritmetik komisyonu.' Yani harcanan bütçenin harcandıktan sonra, paraların nereye harcandığını yayınlayan yasanın hesabına 'kesin aritmetik kanunu' diyoruz. Bu 'kesin aritmetik kanunu' parlamentoda baş döndürücü tartışılmaz. Hep geleceğin bütçesi tartışılır. Oysa paranın nereye harcandığını, akıllıca harcanıp harcanmadığını, hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını değişmez aritmetik kanunu belirler. Biz şurası düşünüyoruz; değişmez aritmetik komisyonu kuracağız yazı bütçe komisyonu dışında. Başkanı anne ihtilaf partisinden olacak. Dolayısıyla icra organı parlamentoda icra ettiği harcamaların hesabını muhalefete verecek. Bu ihtimal de Avrupa Birliği uygulamalarında da müşterek geçmiş olacak."
Bu komisyonun yolsuzlukların önlenmesi dair da ehemmiyetli müşterek kilometre taşı olacağını özetleyen Kılıçdaroğlu, "İkincisi Sayıştay. Türkiye Büyük Millet Meclisi hesabına teftiş eden Sayıştay, arsıulusal kurallara layıkıyla teftiş yaparsa o devir dosdoğru raporlar TBMM'ye mevrut olur. Biz Sayıştayın da yapısını değiştirerek Uluslararası Sayıştaylar Birliğinin öngördüğü asliye kurullara layıkıyla Sayıştayın teftiş yapmasını sağlayacağız." diyerek konuştu.
Kılıçdaroğlu, müşterek üçüncü mevzunun ise "israf" bulunduğunu aktararak, "İsrafla ilgilendiren hususi organizasyon hazırlamaya lüzum yok. Yürütme organı en yukarıdan başlayarak müşterek tamim çıkaracak ve israfın banko yasaklandığını öngören kuralları duyuracak. İsraf dair icra organının hassas olmasının asliye sebebi politikacı ile yurttaş arasındaki itimatı düz yazı etmektir. Ben ihsan veriyorum lakin benim vergimi harcayan icra organı titiz davranıyor ve israfı önlüyor. Dolayısıyla o itimatı aykırı elde etmiş olacağız." dedi.
Dördüncü mevzunun ise "siyasi ahlak" terimi bulunduğunu açıklanan Kılıçdaroğlu, "Artık siyasetin de soysuzlaşma zincirini kırması lazım. Siyasetin ahlaklı olması lazım. Siyasetin efdal olması lazım. Siyasetin aritmetik verebilir konumda olması lazım. O sebeple güçlendirilmiş vekil sistemle ilgilendiren yaptığımız açıklamada da, bundan sonra siyasal ahlak kanunu çıkaracağımızı üstenme ettik." ifadelerini kullandı.
- "Vergilerin dosdoğru toplanıp toplanmadığını aşina olmak zorundayız."
Kemal Kılıçdaroğlu, söyledikleri 3 asliye adımdan üçüncüsünün ise "yeni kurumlar" bulunduğunu belirterek, şöyleki bitmeme etti:
"Yeni kurumlardan neyi kastettim. Bir, ciddi planlama teşkilatı kuracağız. Bir abuhava zat geleceğini planlayamıyorsa, o icra organının, o ülkenin ekonomide değerli olması beklenen değildir. Kaynakları yerel durumunda kullanımı beklenen değildir. Planlama olacak ki kaynaklar en doğurgan bölgelerde kullanılabilsin. İkincisi millî ihsan konseyi kuracağız. Eğer ego ihsan ödüyorsam, acemi doğan bebek ihsan ödüyorsa, en yaşlımız ihsan ödüyorsa tığ ödediğimiz vergilerin nereye harcandığını aşina olmak zorundayız. Vergilerin dosdoğru toplanıp toplanmadığını aşina olmak zorundayız. Vergilerin adaletli müşterek biçimde toplanıp toplanmadığını aşina olmak zorundayız. Bunun düşüncesince millî müşterek ihsan konseyi kurulmalı. Vergi konseyi gelişigüzel yıl, vergilerle ilgilendiren dört başı mamur bilgileri müşterek tutanağa bağlamalı ve Resmi Gazete'de yayımlamalı."
Böylece her insanın vergilerinin ne olduğunu, ne genişliğinde toplandığını, kimlerden ne cümle gruplarından ne genişliğinde ihsan alındığını dört başı mamur uzun boylu öğrenebileceğini aktaran Kılıçdaroğlu, böylelikle maşer şekilde ödenen vergilerin hesabını istifsar bilincine kavuşulmuş olacağını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Eğer ego ödediğim vergilerin hesabını soramıyorsam yahut sormuyorsam o ülkede el erki yoktur. Kimse kusura bakmasın." diyerek konuştu.
Bir apayrı acemi kurumun da "insan hakları ve müsavat kurumu" bulunduğunu tamlayan Kılıçdaroğlu, bu kurumun da demokrasinin güçlenmesi, tek kimsenin kendisini öbürü hissetmemesi düşüncesince efor harcayacağını anlattı.
Kılıçdaroğlu, dördüncü kurumun ise "Aile meslekleri sigortası kurumu" bulunduğunu dile getirerek, "Madem müşterek içtimai devletiz, o devir bu topraklarda tek bebek yatağa aç girmemeli. Yardımı insanoğlu onuruyla bağdaşır müşterek manken ortamında donsuz aileye duyurmak zorundayız. Yardımı onları sıraya dizerek, onların yoksulluğunu duyulmuş ederek yapamazsınız." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye geriye gittikçe, içki kaybettikçe tehlikesiz olun baş döndürücü üzülüyorum"
Kılıçdaroğlu, "Yeni kadrolar, acemi kavait ve acemi kurumlar. Bunları yaptığımız devir Türkiye büyür mü, kalkınır mı? Hayır. Bir bilinçlilik henüz yapmamız lazım. Bu kurumlarda fariza bölgelerin mahsus müşterek takip ortamında gayeye kilitlenmesi lazım. Eğer müşterek stratejiniz olmadan gayeye kilitlenemezler. Stratejinin de 4 ayaklı olması lazım. Bir demokrasi. Demokrasi olmadan dirilik ve mal güvenliği yoktur. Demokrasi olmadan insanoğlu hakları tehlikededir. Demokrasi olmadan iletişim araçları özgürlüğü yoktur. Demokrasi olmadan doğruluk yoktur, ilçe bağımsızlığı yoktur. Demokrasi olmadan ecnebi kapital de yoktur. Demokrasi olmadan Türkiye'de mevcud kapital emlak dışına gider. Stratejinin en asliye ayaklarından bir tanesi ülkede demokrasiyi baştan düz yazı etmektir." diyerek konuştu.
İkincisi stratejinin ise üreten Türkiye bulunduğunu tamlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin başta sanayide ve teknolojide eklenmiş kıymeti faik mahsul üretmeye kilitlenmesi icap ettiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, stratejinin üçüncü ayağının da çelimli müşterek içtimai devleti bina buyurmak bulunduğunu tabir ederek, "Demokrasiniz olabilir. Üretim de yapabilirsiniz. Ama doğrulukla bölüşmezseniz o ülkede barışı sağlayamazsınız." dedi.
Dördüncü stratejinin de sürdürülebilirlik bulunduğunu açıklanan Kılıçdaroğlu, demokrasi, üretim, uygulayım bilimi ve bilginin daima gelişen müşterek deyim olduğunu, mütebeddil dört başı mamur bölgelerde kendimizi yenilememiz icap ettiğini aktardı.
Kemal Kılıçdaroğlu, ekonominin daima gelişen müşterek deyim bulunduğunu dile getirerek, "Dünya çabuk değişiyor. Yeni şeyler var. Teknolojide dehşet çabuk değişimler var, dönüşümler var. Dolayısıyla Türkiye geriye gittikçe, içki kaybettikçe tehlikesiz olun baş döndürücü üzülüyorum. Oysa insanlarımız kâr basamak yaratıcı, kâr basamak başarılı. Ama bu başarılarını yeteri genişliğinde sergileyebilecekleri meydan bulamıyorlar. Umarım hocalarımız, siyasetçilerimiz bu mevzuda iyi şeyler söyleyecekler." değerlendirmesinde bulundu.
Foruma, CHP Genel Başkan yardımcıları Faik Öztrak, Lale Karabıyık, Fethi Açıkel, Ahmet Akın CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP milletvekilleri Akif Hamzaçebi, Enis Berberoğlu, Mahmut Tanal, Abdüllatif Şener, hür Karabat, Gökhan Zeybek, Turan Aydoğan, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, şehremaneti başkanları ile baş döndürücü sayıda siyasetçi, öğretim üyesi ve iktisatçı katıldı.
Maltepe Belediye Başkanı Kılıç'ın ev sahipliğinde gerçekleştirilecek ve 2 gündüz sürecek forumda, "Türkiye'de hesaplı mesail ve çözümleri", "Yükselen para şişkinliği dalgasının sebepleri ve çözümleri", "Çin ekonomisi dünyaya ne sunuyor", "Türkiye düşüncesince ekonomide çoğalma modelleri", "Pandemi sonra evren ekonomisinde acemi eğilimler, riskler ve fırsatlar" başlığı altında ayrışık oturumlar düzenlenecek.
