İzmir
İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, mevkuf sanıklar mimar A.S.B. ve yapılış müteahhidi H.H.Ö, SEGBİS üstünden katıldı. Tutuksuz sanıklar, müştekiler ve yan avukatları ise salonda amade bulundu.
Tutuklu maznun A.S.B'nin avukatının savunması esnasındaki laflarına depremde yaşamını kaybedenlerin ailelerinin tepkime göstermesi ilişkin ağız dalaşı çıktı. Sözlü irdelemenin bitmeme etmesi ilişkin murafaa başkanı 2 müştekiyi salondan çıkardı.
Daha sonradan yalan sunulan maznun H.H.Ö, Bornova'da baş döndürücü sayıda yapım yaptığını belirterek, "Biz 1987'den itibaren amade beton kullandık. Rıza baba yarısı beton atarken yanımızda durdu. Ben 35 yapılış yaptım. Diğer binaları katı yapmışız da bunu mu geçersiz yaptık? 10 eğik yapılış yaptım sonrasında. Ona da birlikte bilinçlilik olmadı. Binada bizlerden sonradan tadilatlar beli ve bazısı duvarlar yıkıldı. Biz biçimsiz birlikte iş yapmadık. Eksik malzemeyi ikrar etmiyorum. 70 yaşlarında hapishanelere düştüm. Sağlık problemlerim var. Tahliye yapılmak istiyorum." sanarak konuştu.
Sanık A.S.B. ise yapının projesinde imzasının bulunduğunu fakat detaylarına bilgili olmadığını, binaya da tek gitmediğini öne sürdü.
Attığı imzadan ötürü yargılandığını tamlayan sanık, "Ne bulunduğunu anlamadığım birlikte halde tutuklandım. Genç birlikte mimar adına imza atarak yazık yaptım. Mimar adına 37 sene süresince yazık yapmamak düşüncesince iri savaşım verdim. Suçsuzum ve depremde yaşamını kaybedenlerin yakınları derece içiş acıyor." ifadelerini kullandı.
İddia makamı da öbür soruşturmaların sonucunun beklenmesi, sanıkların kusurlarının belirlenmesi düşüncesince bilirkişiden ifade katılması ve tutukluluğun devamı anlamında tefekkür verdi.
Mahkeme heyeti, tutukluluğun devamına değişmeyen verip, İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan 2 amme görevlisinin dosyasının birleştirilmesine müteveccih semt adalet sarayı mahkemesine gönderilen dosyanın sonucunun beklenmesine, inşaatta etkin işçilerin belirlenmesi düşüncesince SGK'ye dağ bayır yazılmasına ve dosyadaki eksikliklerin giderilmesine hükmederek duruşmayı 3 Şubat 2023'e erteledi.
Dava süreci
İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana mevrut depremde yıkılan Rıza Bey Apartmanı'nda 36 isim yaşamını kaybetmiş, 17 isim yaralanmıştı.
Binanın yıkılmasında sorumlulukları bulunmuş yer aldığı iddiasıyla 13 maznun kendince "bilinçli taksirle ansızın birlikte tomar ferdin ölümüne sebebiyet verme" suçundan sorun açılmıştı.
Belediye görevlileri ile ilgilendiren dosya ise Memur Suçları Soruşturma Bürosuna gönderilmiş 2 şehremaneti görevlisi kendince hazırlanmakta bulunan iddianame, 13. Asliye Ceza Mahkemesince ikrar edilmişti.
İddianamede, depremin yer aldığı tarihte Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Müdür Vekili bulunan maznun G.E'nin, "izinsiz tamiratın tespiti, yapının 3'üncü kol riziko kategorisinde arazi alması ve 2007 deprem yönetmeliğine mucibince başarım analizi yapılarak kararına mucibince ihya yapılması gerektiği anlamında tavsiye"ye karşın 3194 önemli bayındırlık Kanunu'nun 32. maddesi hükmü mucibince muktezi yönetsel işlemleri bünye etmediğine arazi verilmişti.
İnşaat mühendisi çeşidinden hazırlanmakta bulunan stator matematik tutanağı ve demirli beton projesi ile yapılış ruhsatını 27 Nisan 1993'te onaylayan emektar Bornova Belediyesi bayındırlık Müdürü M.A.U. da maznun adına arazi almıştı.
G.E. ve M.A.U. düşüncesince değişik "görevi kötüye kullanma" suçundan 6 aydan 2 yıla derece hapishane cezası arzu edilmişti.
İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki önceki duruşmada, şikâyetçi avukatları ve cumhuriyet savcısının talebi ilişkin hakim, 2 şehremaneti görevlisinin yargılandığı sorun dosyasını, "birleştirme uyuşmazlığı" sebebi öne sürülerek İzmir Bölge Adliye Mahkemesine göndermişti.
