Özel müşterek şirkette etkin 55 yaşındaki işçi, Toplu İş Sözleşmesi maddeleri uyarınca emekliliğe atıf edildi. 22 haftalık ihbar öneli kullanabileceğinin bildirilen işçi, bu iznin kullandırılmadığı sebebi öne sürülerek İş Mahkemesi'ne başvurma etti. Davacı işçi, söz gereği; kıdemi 5 yıldan aşkın bulunan işçinin ihbar önelinin 22 hafta yer aldığı ve işverenin herhangi müşterek devir günde 4 sayaç iş kontrol izni özgülemek zorunda bulunduğunu tabir etti. Arama izni kullandırılmadan çalıştırıldığını ve işine çalışarak akıbet verildiğini öne devam eden davacı, iş kontrol izinlerine dair ücretin yüzdelik 100 bindirimli adına ödenmesi icap ettiğini doğacak sürerek iş kontrol izni alacağının faiziyle davalıdan tahsilini istem etti. Davalı şirket, iddiaları reddetti. Mahkeme, davacının uzman kabilinden hesaplanan iş kontrol izni alacağına adalet kazanılmış yer aldığı sebebi öne sürülerek davanın kabulüne değişmeyen verdi. Kararın temyiz edilmesiyle devreye giren Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, murafaa kararını bozdu.6. İş Mahkemesi, evvel sonucunda direndi. Bu değişmeyen da mahkemeli iştirak kabilinden temyiz edilince devreye bu kat Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi. 4857 önemli İş Kanunu'nun işçiye tebligat süresi içre iş kontrol imkanının tanındığının hatırlatıldığı Yargıtay kararında, “İş kontrol iznine dair düzenlemede işverenin istem koşulundan bahsetmeksizin işçiye iş kontrol izninin verilmesi gerektiği belirtilerek bu ıztırar hükme bağlanmıştır. Bildirimde iş kontrol iznini şişman kullanmadığı takdirde günde 4 sayaç çalışacağının belirtildiği, davacının da iş sözleşmesinin feshinin yasaya, büro uygulamasına karşıt yer aldığı ve şişman izinle ilgilendiren mukayyet yahut namzet müşterek talebinin bulunmadığını belirterek itirazda bulunmuş yer aldığı ortadadır. İş kontrol izninin kullanılması gerektiğine dair anımsatma gayeli meydana getirilen ikinci ihtara müteveccih adına da elan geçmiş mukayyet itirazını tekrarladığını, dağıtma işleminin türel adına uygulanan olmadığını doğacak sürdüğü anlaşılmıştır.Davacının iş kontrol iznini kullanmadığı ihbar boyunca mahkemeli işyerinde birlik devir emek ile çalışmış yer aldığı ise sabittir. Gerçekten de İş Kanunundaki baş hükme bakılırsa iş kontrol izninden intifa işçinin arzusu koşuluna dair tutulmamıştır. Talep bulunmasa da işçiye iş kontrol izni verilmesi mecburi olup çalıştıran bu mevzuda müşterek ölçüm hakkına eş değildir. Somut vakada yer aldığı üzere mahkemeli çalıştıran kabilinden iş kontrol izninin kullanılması düşüncesince meydana getirilen bildirimler de işvereni bu yükümlülükten kurtarmaz. İşverenin müsaade verildiğini belirttiği devir ve saatlerde çalışılmak istenmesi yerinde işçiye iş verilmemesi gerekir. Ayrıca savlayıcı iştirakçi bildirimlere meydana getirdiği itirazında feshin yasaya ve büro uygulamasına karşıt bulunduğunu belirtmiş olup iş kontrol iznini kıymetlendirmek istemediği anlamında müşterek bildirme yahut müşterek itiraz doğacak sürmemiştir.Bu sebeple iznin kullandırılması gerekirken çalıştırılan davacıya müsaade kullanmaksızın alacağı tutara ekleyerek çalıştırıldığı sürenin tutarı de yüzdelik beniz bindirimli ödenmelidir. Bu sebeple emredici kombinezon gereği iznin kullandırılmasının mecburi bulunduğunun kabulü ile alacağın hükümranlık dibine katılması icap ettiğini karara bağlayan taannüt sonucunda müşterek isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkeme kararının onanmasına hükmedilmiştir” denildi.
