Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının destekleriyle Uluslararası Medya Enformasyon Derneği kabilinden planlı “Göçmenler ve Medya Çalıştayı”nın açılışında konuştu. Altun konuşmasında, Batı'nın ırkçılığın derinleştiği, ecnebi düşmanlığının yükseldiği, içtimai gettolaşmaların arttığı müşterek kültürel coğrafya adına arsıulusal bölgede konumlandığını belirterek, “Böylesi müşterek ortamda kılıç Türkiye adına bire müşterek sürede asıl insancasına ve siyasal krizlere tanıklık eden, zorluklarla kırcı müşterek coğrafyada mevcut olma, çoğalma ve evolüsyon savaşı veriyoruz.Özellikle 2010 sonra alanımızda yaşanmış olan gelişmeler, mukassem ülkelerin ortaya çıkmasına, terörizmin yaygınlaşmasına, toptan muhacir ve sığınmacı problemininin başlangıç göstermesine bozukluk oldu. Bu devirde Türkiye istikrarlaştırıcı müşterek çelim olarak, hem özlük güvenliği ve istikrarı hem de semt ülkelerinin güvenliği ve istikrarı düşüncesince sahada ve masada savaşım verdi. Bu noktada Türkiye realist ve insancasına muhacir politikasıyla dünyaya kip oldu” diyerek konuştu.“Cumhurbaşkanımız, insanlığın vicdanı adına yürüttüğü siyasetle mağdurların ve mazlumların birlikte toprak aldı”Tüm dünyanın şu anda muhacir sorunuyla huzur karşıya olduğuna dikkati çekici Altun, “Fakat, bu sorunla en asıl biçimde yüzleşen abuhava Türkiye'dir. Bunu kılıç yeğleme etmedik. Bölgemizde şişman müşterek düşkün çıktı. Bu yangını kılıç çıkarmadık, tersine bu yangını itfa etmek düşüncesince aşırı şişman çabalar sarfiyat ettik, etmeye de bitmeme ediyoruz. Dahası bu yangının mağdurlarının yaralarını da kılıç sarmaya çalıştık. Cumhurbaşkanımız, insanlığın vicdanı adına yürüttüğü siyasetle mağdurların ve mazlumların birlikte toprak aldı. Onların yaralarını sarma, onları düzeltme gayretinde oldu” dedi.Altun, Türkiye'nin bulunmuş olduğu bölgedeki yangının depar belgesi sebeplerine bağlı şunları söyledi:“Açık ve belirgin adına tabir edelim, günindi merkezli acemi müstemlekecilik siyaseti dolayısıyla çıktı. Batıcı siyasetin bölgemizdeki iş birlikçilerinin, tamahkar ve tahripkar uygulamaları dolayısıyla çıktı. Dış güçlerin vesayetinde özlük toplumuna yabancılaşmış ekalliyet yönetimlerinin yanlışları dolayısıyla çıktı.”“Objektiflikten uzak, halkçı söylemlere mebni değerlendirme ve haberlerin koyu maşeri sorunlara döşeme istihzar potansiyeli bulunmuş olduğu aşikardır”Altun, şu anda Almanya'da 530 bin, İsveç'te ise 130 bin Suriyeli göçmenin bulunmuş olduğu bilgisini paylaşarak, “Onun haricinde tek Batı ülkesinde 50 binden müşterek tomar Suriyeli muhacir bulunmuyor. Ülkemiz ise Almanya'nın 8 sert göçmene ev sahipliği yapıyor. Böyle şişman müşterek nüfusun geldiği abuhava düşüncesince sosyoekonomik etkisinde bırakır oluşturmaması düşünülemez. Bu noktada özellikle siyasetçilerin sığınmacılarla ait değerlendirmelerinde ve medyanın mültecilerle ait haberlerinde insancasına ve mesleksel değerler açısından duyarlık göstermesi elzemdir, aşırı önemlidir. Objektiflikten uzak, halkçı söylemlere mebni değerlendirme ve haberlerin koyu maşeri sorunlara döşeme istihzar potansiyeli bulunmuş olduğu aşikardır” ifadelerini kullandı.“İletişim Başkanlığı adına Suriyeli mültecilere müteveccih dezenformasyonla savaşım ediyoruz”İletişim Başkanı Altun, toplumda göçmenlere müteveccih aksi müşterek yaklaşımı bilgili kılma gibi meydana getirilen dezenformasyon ve idrak çalışmalarını yakından strateji ettiklerini dile getirerek, “Bu bağlamda kılıç İletişim Başkanlığı adına haberleşme araçları ve amme diplomasisi olanak ve yeteneklerini sonuna derece kullanarak, Türk ve evren kamuoyundaki Suriyeli mültecilere ilişikli bilim kirliliği ve dezenformasyonla da savaşım ediyoruz” diyerek konuştu.“Göçmenler, sığınmacılar; sorunun kaynağı değil, sorunun mağdurlarıdır”Altun, komünikasyon ortamı ve siyasa dünyasındaki halkçı eğilimlerin göçmenlere ve mültecilere müteveccih nefreti körüklediğini, rasizm ve ecnebi düşmanlığının yükselmesine faktör bulunduğunu kaydederek, “Şu doğruyu aşırı bariz ve belirgin müşterek biçimde ortaya bırakmak durumundayız. Göçmenler, sığınmacılar; sorunun kaynağı değil, sorunun mağdurlarıdır. Medyada ve siyasa dünyasında mültecilere ve göçmenlere müteveccih önyargıları baştan üretmek, zulmü mihman duruma getirmektir. Medyada göçmenlerin temsili noktasında adaletli müşterek tutuma ihtiyacımız var. Veri kesiksiz haberciliğe ihtiyacımız var. Gerçek insanoğlu hikayelerine ve birleştirici, bütünleştirici müşterek dile ihtiyacımız var. Bunu başarabiliriz ve başarmalıyız” dedi.Ömer Faruk Karataş - Yunus Özkan - Mustafa Cenik
