Samsun
Yıldız'ın cenazesi, İstanbul Barosu uğrunda planlı törenin peşi esna memleketi Samsun'a gönderildi.
Bafra ilçesine ilişkin Aktekke Mahallesi'ndeki babaevinde helallik alınmasının peşi esna cenaze, Aktekke Yatılı Bölge Ortaokulu bahçesine getirildi.
Burada Dilara Yıldız'ın ninesi Sevim Kitapçı, torununun fotoğrafına sarılarak, "Yavrum, sen celladına mı araklama oldun? Şeytana mı araklama oldun? Kimse ekmek kullanmadan kalmasın niteleyerek her insana iane ediyordun yavrum. Çok acıyordun herkese. Ah yavrum, merhametli kızım." niteleyerek yaş döktü.
Dilara Yıldız'ın cenazesi, tarih ortası zamanı kılınan cenaze namazının peşi esna gözyaşları ortada mahalle kabristanlığında toprağa verildi.
Yıldız'ın akrabalarından Turgut Çakmak, gazetecilere, çilingirle giren demevi zanlısının 10 gündüz Dilara Yıldız'ın evinde kaldığını, memleketinden döndüğünde de onu denyo aldığını belirterek, "Yıldız, acıktığını söyleyerek bu caniyi inandırma ediyor lokantaya, polisin yakınına denli getiriyor. Arkadaşları polise suç duyurusu ediyor. Buna karşın benim polisim resmi elbiseyle operasyona geliyor. Sen bilmiyor musun ki eş bunu öldürecek. Cani de çekip vuruyor." niteleyerek konuştu.
Dilara Yıldız'ın dayısı Mustafa Kitapçı ise katilin birlikte gaddar bulunduğunu dile getirerek, "İnsan işi değil bu. Gözü dönmüş birlikte katil. O apartmandaki güvenlikçilerin haberi var, parmağı var. Çünkü o kent birlik korumalı birlikte site. Herkes giremez lakin o eve girmiş, anahtarcı götürmüş. Nasıl girdin? 10 gündüz elbette beklemişsin? Seni oradaki güvenlikler ne niteleyerek aldılar eve?" ifadelerini kullandı.
Eve vardığında zanlının Yıldız'ı darbederek hisse senedi imzalatmak istediğini özetleyen Kitapçı, "Bana servet varlığını vereceksin, anca ayrılırım. Arabayı vereceksin, demiş, dövmüş. Kız inandırma ediyor. O olgun acilden telefon tuşundan polise sav veriyor. Arkadaşları ileti atıyor. Olay doğrusu polisler geldiği anda oluyor. Orada henüz deneyimli sivil polis polis polisler gelip vakaya karışan olsaydı, ihtimal bu olmayacaktı." niteleyerek konuştu.
Avukat arkadaşı Aslıhan Arat ise ölmeden Dilara Yıldız'ın namına birlikte nesne olursa avukatlığını yapmasını istediğini belirterek, "Arkadaşımın vasiyetini hesabına getirmeye çalışacağım. Zanlının en ağırbaşlı cezayı alması düşüncesince çalışacağım." dedi.
"Son kere sarıldım ego çocuğuma"
Dilara Yıldız'ın anası Elvan Yıldız da saldırganın dirim boyu cezaevi cezası almasını istediğini dile getirerek, "Kızımın katilinin yıldırma etmiş olduğu devir yakalanması gerekiyordu. Elektronik bilezik varmış, sebep takılmıyor? Çocuğum toplumsal medyada paylaştı yıldırma mesajını, sebep doğrudan alınmadı, sebep bulunmadı? Neden korunmuyor kadınlar? Neden korunmuyor bizim çocuklarımız?" niteleyerek konuştu.
Çocuğunun ihmaller kararında hayatını kaybettiğini korumak için çaba sarfeden Yıldız, şu şekilde konuştu:
"Polisin gözünün uğrunda vuruldu benim çocuğum. 5 mermi attı çocuğuma. Polis anca seyretti herhalde. Bizim polisimiz tabanca kullanmıyor, mermi atmıyor, caniyi almaktadır götürüyor. Benim çocuğum ölmüş yerlerde yatıyor. Çocuğum düşmüş olduğu şekilde yerde gayz etmiş. Çocuğumun himaye sonucu vardı zaten. Yılbaşında buradaydı, buradan geçici ettim. Memleketine gelmişken birlikte derinti alım satım yaptı. Tereyağı aldı, bagajını doldurdu yola çıktı. Son kere sarıldım ego çocuğuma. Son kere geçici ettim, sarıldım. Gitti bundan hakeza benim çocuğum, namevcut oldu. Yok bundan hakeza benim çocuğum."
Çocuğunu idare etmek düşüncesince baş döndürücü savaşım ettiklerine fakat kimsenin bunu başaramadığına ayraç fail ana Yıldız, "Kızım her insana iane fail birisiydi. Aslında bu dünyaya birlikte tomar iyiydi benim yavrum. Bu denli doğacak gideceğini düşünmedik. Kimse hakeza canice, endişe filmlerinde bulunan birlikte planı düşünebilir mi? Benim çocuğum katiyen avrat cinayeti fail birisinin davasının almadı. En baş döndürücü kızmış olduğu şeydi, baş döndürücü asap olurdu. Bir şeyler gerçekleştirmek istiyordu. Hatta 'Bir partiye gireceğim oradan saylav olacağım. Kadınların haklarını savunacağım.' diyordu." niteleyerek konuştu.
TBB Başkanı Sağkan: "6 ayrı şikayette bulunmuş"
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Ramiz Erinç Sağkan ise acılarının baş döndürücü iri bulunduğunu vurguladı.
Meslektaşlarının adam öldürmeye kurban gitmesinin acısını yaşadıklarını dile getiren Sağkan, "Bir meslektaşımızı birlikte avrat cinayetinde kaybettik. Çok uğraşmış, 6 ayrı şikayette bulunmuş. Uzaklaştırma sonucuna karşın yaşanmış bulunan birlikte süreç." dedi.
Yıllardır barolar ve sivil polis polis maşer örgütleri şekilde hanıma çevrilmiş hızlı mücadelenin çıtırbom olduğunu, kanunun ve İstanbul Sözleşmesi'nin baş döndürücü henüz çalışan uygulanması icap ettiğini söylemeye çalıştıklarını aktaran Sağkan, şu şekilde konuştu:
"Gelin görün ki birlikte geceleyin kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi'nden çıktığımız birlikte süreci yaşadık. Bu noktada İstanbul Sözleşmesi'nin önemini söylemeye çalışırken bizlere baştan sona 6284 mahdut Yasa'dan bahsedildi fakat bu yasanın uygulamasında ne denli çıtırbom kalındığını bugün maatteessüf birlikte meslektaşımızın verdiği onca çabaya karşın birlikte hukukçunun, birlikte avrat avukatın verdiği onca çabaya karşın katledilmesiyle birlikte kere henüz baş döndürücü biberli birlikte vakayla muammer olduk. Düşünün, bu olayın mağduru, maktul isim birlikte avrat avukat. Bir de haklarını bilmeyen, yapacağı başvurulardan haberli olamayan milyonlarca kadının durumunu düşünebiliriz."
Cenazeye cezaevinden hususi izinle çıkan Dilara Yıldız'ın babası Ali Yıldız, kardeşleri Merve ve Sefa Yıldız ile yakınlarının birlikte CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancı, Bafra Belediye Başkanı Hamit Kılıç, Samsun Baro Başkanı Pınar Gürsel Yıldıran ve yurttaşlar katıldı.