Okul müdürlüğü ve ayrışık bambaşka kurumlarda 15 sene yöneticilik önleyen Turgut Günay, 2006 senesinde tekaüt olmasının arkası sıra kendini tabii üretime verdi. Beş dönümlük arazisinde semere ağaçları, atlatmak fırını ve kümesleri bulunan Günay, organik yumurtacılık işini ticarete döktü. Tavuk sayısını 100'den bine çıkartan ve günde 750 husye elde fail Günay, ürünlerini ayrışık bölge pazarlarında satıyor. Doğa sevgisinin bu işi yapmasında sansasyonel bulunduğunu kail tekaüt idareci, meydana getirilen işten bahtiyar olmanın en şişman menfaat bulunduğunu tabir etti.
“Çok sevdiğim düşüncesince doğayla beraberce olmayı yeğleme ettim”
Organik yumurtacılığa start serüveninden bahseden Turgut Günay, başlangıçta kocabaş hayvancılıkla uğraştığını, hemen elan sonradan tavukların namına elan alımlı geldiğini anlattı. Emekli yapılmaksızın geçmiş bu hayat düşüncesince anlaşılan müşterek enfrastrüktür kurduğunu ve doğayı aşırı sevdiğini aktaran Günay, “Ben 15 sene yöneticilik yaptım. İlk fariza yerim Çorum'un Sungurlu ilçesiydi, sonrasında Eskişehir İnönü'de beşinci sınıf müdürlüğü yaptım. Sonrasında Çamlıca Ticaret Odası'na geldim ve 2006 senesinde tekaüt oldum. Emekliye ayrılmadan geçmiş buranın altyapısını kurdum. Emekli olduktan sonradan da kocabaş hayvancılık ilişkin başladım. 10 sene onun ilişkin iş dünyasına atıldım, hemen ondan sonradan tavukçuluk bana elan alımlı geldi. Yumurta ilişkin 4 yıldan buyana çalışıyorum. Benim düşüncesince müşterek meşgale, uğraş. Doğayı da aşırı sevdiğim düşüncesince doğayla beraberce olmayı yeğleme ettim. Genelde organik ve tabii mahsulat yetiştirme üzerindeyim. Öyle müşterek düzentileme içerisine girdiğim düşüncesince de kendimle alım çalım duyuyorum. Hayvanlarla uğraşmayı, elan filhakika toprakla uğraşmayı aşırı seviyorum” dedi.
100 tavukla başladı, sayıyı bine çıkardı
Başlarda elden 100 tavuğu olduğunu, elan sonrasında bu sayının usulca artarak bini bulduğunu kaydeden Turgut Günay, yüzdelik 75 ürün aldığını söyledi. Torunları eğlensin diyerek çiftliğine ayrımlı çeşitlerde zooloji koyduğunu özetleyen Günay, şu şekilde bitmeme etti:
“Şu anda bin parça hayvanım var. Atakslarım, Lohmanlarım ve Tintet dediğimiz hayvanlarım var. Genelde günde 750 husye alıyorum. Yani yüzdelik 75'le çalışıyorum. Aldığım yumurtaları da elimden geldiğince pazarlarda kendim satıyor ve tüketiyorum. Bunu da bölüt kendim arz etmek istediğim düşüncesince müşterek de kendime müşterek eğlence, uğraş, devir geçirme. Çünkü anca müşterek kıraathane alışkanlığım da bulunmadığı düşüncesince hakeza sayaç geçiriyorum. Bu işe gerçekte 100 tavukla başladım. Onlar da kuşaklar için. Buraya geldiklerinde köpekler, kediler coşku olsun diyerek başladım. Daha sonradan bu arttı, 600, 700, bin oldu. Torunlarım ve çocuklarım eğlensin diyerek kazları ve hindileri yavruyken aldım. Baktık iş ilerliyor, bitmeme ediyor. Biz de bu işin içerisine girmiş olduk. Torunlar buraya erişince kediyle, köpekle, doğayla beraberce menfaatlerini buluyorlar.”
“Yaptığınız işten bahtiyar olursanız sizin düşüncesince en şişman menfaat odur”
İşin tecim boyutuna da yer veren Günay, bundan sonradan eskisi derece fayda elde edemese de sevilmiş olduğu düşüncesince hazırlamaya bitmeme ettiğini dile getirdi. Yapılan işten bahtiyar olunması gerektiği mesajını sağlayan Günay, “İlk ilkin kârlıydı. Açık bahsetmek icabında konuşu yönden güzel müşterek geliri vardı. Son senelerde hile fiyatlarında buğday, rüşvet fiyatlarında maatteessüf beklendiği kabilinden fayda elde edemiyoruz. Bu vaziyette bu tavukçuluk da yahut bu dal de bundan sonradan yapılamayacak hale geldi, hemen elimizden geldiği derece tığ dayanmaya çalışıyoruz. Dayanabildiğimiz kadar. Bir de sevdiğimiz düşüncesince yapıyoruz. Sevmesek yani bu işi yapmayız. Ekonomi tarafı müşterek yana, hazzetmek lazım. Mutlu edinmek lazım. Yaptığınız işten bahtiyar olursanız sizin düşüncesince en şişman menfaat odur” ifadelerini kullandı.
Mısra Ezginur Göçer - Kazım Ulusoy
