Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni'ne eklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bilim-kültür dalında rahmetlik Teoman Duralı, musiki dalında İdil Biret, plastik sanatlar dalında Alev Ebuzziya, beyaz perde dalında Cüneyt Arkın, gökçe yazın dalında Gürbüz Azak, hayırlı yazı sanatı dalında Etem Çalışkan, sahaflık dalında İbrahim Manav, vefa ödülüne ise rahmetlik Kemal Tahir müstahak görüldü.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde planlı törende mütekellim Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüle müstahak tanıdık adlar üzerine bilim verdi.
Erdoğan, “Sözlüklerde kültürün, ‘insanın yayıncı ve ihtimai etrafına hakimiyetinin ölçüsünü yayınlayan vesait bütünü' bulunduğu yazar. Bu tanım, kişiden topluma uzanan o enli bölgede kültürde ve sanatta ne denli güçlüyseniz, çevrenizi bire eş derecede hasiyet dibine alabilir, yönlendirebilir, yönetebilirsiniz demektir. Nitekim eskiden şişman medeniyetlerin ortaya çıkışına, yükselişine ve yıkılışına baktığımızda, zahirdeki faktör ne olursa olsun temelde sürecin belirleyicisinin hars bulunduğunu görürüz. Günümüzde de global sistemi yönetenlerin en çelimli silahlarının müziği ile sineması ile edebiyatı ile modası ile hars araçları bulunduğu açıkça eş gerçektir. ‘Yumuşak güç' niteleyerek tanım ettiğimiz bu araçlar, noktayı ulaştığında askeri güçten, teknolojik güçten, mali güçten baş döndürücü şimdi çarpıcı harekât vasıtalarına dönüşmektedir. Günümüzde bunlara eş de uygulayım bilimi destekli, genel ağ tabanlı enstrümanlar eklenmiştir. Öyle ki, dünyada genel ağ içeriğini kimlerin yönettiği, kimlerin elinde atom bombası olduğunda baş döndürücü şimdi ehemmiyetli bir duruma gelmiştir. Ancak ne denli baş döndürücü kişiyi içinde eritirse eritsin, ne denli baş döndürücü mazruf üretimi yaparsa yapsın bu vesait hala anadan görme hars ve ahit faaliyetlerinin insanoğlu ruhunda bıraktığı etkiyi oluşturmanın baş döndürücü uzağındadır. Teknolojinin ve webin sunmuş bulunduğu bıkılmayan denebilecek olanaklar insanoğlunun ruhundan, kalbinden, gönlünden süzülüp gelmiş şekilde şekillenen eserlerin yerini dolduramaz, dolduramayacaktır. Bir bilgisayara lüzumlu yazılımı yüklediğinizde hikâye da yazdırabilirsiniz, foto de yaptırabilirsiniz, musiki de besteletebilirsiniz. Ama bu katiyen eş insanoğlunun ürettiği kültür-sanat yapıtı olanaksız olamaz.
Bilgisayar eş insanoğlunun hayatında edinemeyeceği denli enli eş fen ile çalışabilir lakin ortaya çıkan verim yazılımı kodlayan bireyin ve o koda mucibince etkin sistemin ufku kadardır. Halbuki insanoğlu zihninin ve kalbinin üretebileceklerinin sınırı bildik ölçülerle tabir edilemeyecek denli geniştir, derindir, büyüktür. Çünkü Rabbimiz insanı gayrı kâffesi yaratılmışlardan üstür kılmıştır. Dolayısıyla insanoğlunun aklı ve yetenekleri dair kıyas edilebileceği başka eş servet yoktur. Bunun düşüncesince de uygulayım bilimi ne denli ilerlerse ilerlesin insanoğlunun hars ve konuşma eserleri üstünden ortaya koyduğu mahareti, derinliği, nezaketi, nefaseti, letafeti aşamayacağına inanıyorum. Ruhu köle eş insanoğlunun gövdesi engellenmeyen olamaz. Kültür ve sanatta yapacağımız atılımla ruhumuzu esaretten kurtaracağız ki, bedenimizi de engellenmeyen kılalım. İşte bunun düşüncesince medeniyetimizi baştan arttırmak istiyorsak ilk önce bakacağımız, vaktimizi, enerjimizi, kabiliyetimizi koyulaştırma edeceğimiz meydan hars ve sanattır” niteleyerek konuştu.
19 yılda demokratlık ve kalkınma dalında gerçekleştirdikleri şişman atılımın hakkıyla tarihe geçecek eş başarının ifadesi olduğunu, bundan sonraları bundan sonraları kültür-sanat ve onun nesillere aktarıcısı bulunan yetişek sahalarına yoğunlaştıklarını tamlayan Erdoğan, “Bunun fiziksel mekanlarını şuanda inşa, bayındırlık ve diriltme ettiğimiz kabil bu fiziksel mekanların içini de rastgele yönüyle doldurmamız gerekiyor. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına atfettiğimiz 2023 hedeflerimiz, şimdi baş döndürücü maddesel kalkınma unsurlarımızdan müteşekkildi. İnşallah 2053 vizyonumuzun anne taşıyıcısı yetişek ve hars olacaktır. Kültür-sanat insanlarımızın rastgele birinden 2053 vizyonumuzu şekillendirecek konkre teklifler, konkre planlar bekliyoruz. Çünkü bu her insanın ve bizlerden ahir nesillerin eş geleceğinin meselesidir” biçiminde konuştu.
“Teröristlerin brandalarını oranın gövdesine asmışlardı”
Kültür sanatın da eş maddesel ast yapısı olduğunu, Türkiye'ye kazandırılan hizmetler ortada maddesel hars eserlerinin ehemmiyetli eş noktayı olduğunun altını çizen Erdoğan, Erdoğan, “Şehirlerimizi kültür-sanat merkezleriyle, kütüphanelerle, ibdai mimarlık eserlerimizle donatırken elden yapım yapmadık, ahacık bu altyapıyı da oluşturduk. Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu, İstanbul'daki Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi kabil birçok yapıtı ülkemize kazandırdık. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bünyesindeki budun kütüphanesi, hars ve Kongre merkezi, Sergi Merkezi kabil eserleri doğacak nesillere bıraktığımız en ehemmiyetli miraslarımız ortada görüyoruz. Türkiye'nin 81 vilayetinde faaliyete geçirdiğimiz hars merkezlerini, kütüphaneleri, müzeleri ve şimdi birçok eserleri medeniyetimizin üstünde yükseleceği sütunlar şekilde tasarladık. İnşallah baş döndürücü çelimsiz eş devir içinde zamanı Rami Kışlasını da bu cins eserlerden bir tanesi şekilde bitiriyoruz. Aynen Millet Kütüphanesinin İstanbul versiyonu şekilde yapımı bitmeme ediyor, sona erecek ve gençliğimize orada bu hizmetler verilecek. Bunların çoğunu da sanki hars konuşma yerine önümüze çıkartılan birçok engellere, planlı birçok karaca kampanyalara karşın yaşama geçirdik, geçiriyoruz.
İstanbul'daki toy AKM binasının safahatını hatırlayın. O yapının gövdesine ne cins afedersiniz brandalar asmışlardı. Teröristlerin brandalarını oranın gövdesine asmışlardı. Onları kılıç indirdik. Emniyetimiz onların hepsini indirdi, müstahak bulunduğu yere gönderdi. Şimdi kılıç ne yalanlarla ne iftiralarla boğuştuğumuzu bu eserlerle hem ülkemize hem dünyaya kanıtlama ediyoruz. Kararlılıkla yolumuza bitmeme ettik, hamdolsun İstanbul'u evren çapında eş hars merkezine kavuşturduk. Ülkemizin kelimesiz ötümsüz eş halde dünyanın ciharıyek indinde rakamları milyarları bulan kişilerin evlerine girmiş bulunduğu hars çalışmalarından biri de bizim göstergeç dizilerimizdir. Geçmişte bizim göstergeç kanallarımız rastgele biri üretildiği ülkenin kültür-sanat ideolojisiyle beraberce mevrut ecnebi dizilerin işgali altındaydı. Şimdi bizim özlük tarihimizi anlatan, özlük devletimizde imal edilen göstergeç dizileri 150'ye DOĞRU ülkeye ihraç ediyor. Dünyada Amerika'dan sonraları en eş tomar paradigma ihraç fail iklim durumundayız. Aynı halde değişik kültür-sanat dallarında sağlam baş döndürücü kalburüstü insanımız dünyanın ciharıyek indinde ülkemizi asimilasyon ediyor. İnşallah bu dobra iklimi daim güçlendirerek bitmeme ettireceğiz” ifadelerini kullandı.
Tören böylelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüle müstahak tanıdık adların ödüllerini verdi.
Derya Yetim-Hülya Keklik
