Bu gece berat kandili. Berat lafız manası adına günahlardan arınma, temize çıkma, tanrısal af ve rahmete yetik olma anlamlarına geliyor. Berat kandili bu yönüyle yegâne birlikte gecedir ve Hazreti Muhammed bu kandile bağlı şunları söylemiştir: " Yüce Allah, bu gece evren semasına rahmetiyle kader bedel ve 'Yok mu tövbe eden, tövbesini benimseme edeyim. Yok mu doygu isteyen, doygu vereyim. Yok mu onma isteyen, onma vereyim. Yok mu bambaşka tutkusu bulunan ona da istediğini vereyim' buyurur."
Yaradanın rahmetinin gani bulunduğu bu gecede gelişigüzel ne dileğiniz var ise çokça duayla dile getirin. Sizler düşüncesince Peygamberimizin kandil gecesi okumuş bulunduğu duayı ve Kur'anı Kerim'de güzeşte en kalburüstü duaları hazırladık;
Bakara Suresi'ndeki dua ayeti : Bakara Suresi'nde kullara 'şöyle dua' ediniz denilmiş ve bu dua verilmiştir:
“Ey Rabbimiz! Unutur, yada yanılırsak bizi mesul tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizlerden öncekilere yüklediğin kabilinden ciddi ağırlık yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bizlere acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna erinç bizlere iane et.”
Peygamberimizin okumuş bulunduğu Berat kandili duası : Berat Gecesini çalıntı bilmeli, tevbe istiğfar etmeli, ilçe namazı kılmalı, Kur’an-ı kerim okumalı. Peygamber efendimiz Berat gecesinde, (Allahümmerzuknâ içten takıyyen mineşşirki beriyyen lâ kâfiren ve la şakiyyâ) duasını aşırı okurdu. Hazreti Muhammed Berat Kandili'nde şu şekilde dua ederdi; “Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum, senden gine sana ilticâ ediyorum. Senin şanın yücedir. Sana yaptığım senayı, senin kendine yaptığın senaya bedel bulmuyorum. Sana müstahak birlikte surette hamd etmekten acizim”
Ali İmran Suresi'ndeki kandil duası Türkçe ve Arapça okunuşu : Berat Kandili Gecesi'nde Ali İmran suresinde güzeşte rahmetle af dileyebilirsiniz. Unutmayın ki bu gece af gecesidir ve gelişigüzel ki günahlarından bağışlanmayı dilerse o bağışlanmayı elde eder. İşte Ali İmran Suresi'nde güzeşte dualar;
-Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonraları kalplerimizi kaydırma ve katından bizlere birlikte yağmur bağışla. Şüphesiz, bağışı en aşırı bulunan Sensin Sen.
رَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ
Rabbena la tüziğ kulubena ba´de iz hedeytena veheb lena balçık ledünke rahmeh* inneke entel vehhab
Aliimran 3/ 26-Deki: ey mülkün sahibi Allahım! Dilediğine para verirsin, dilediğinden de malı çeker alırsın, ve dilediğini azîz edersin, dilediğini aşağılanan edersin, müfit bekâr senin elindedir, gerçeklenmiş ki sen gelişigüzel şey'e kadirsin
قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَن تَشَاء وَتَنزِعُ الْمُلْكَ مِمَّن تَشَاء وَتُعِزُّ مَن تَشَاء وَتُذِلُّ مَن تَشَاء بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىَ كُلِّ شَيْءٍ
قَدِيرٌ
Kulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ’(teşâu), ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’(teşâu, bi yedikel hayr(hayru), inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).
Ali-imran 3/ 27- Geceyi gündüzün zarfında sokarsın, gündüzü gecenin içerisine sokarsın, ölüden solmamış çıkarırsın diriden geberik çıkarırsın, dilediğine de hisabsız rızk verirsin
تُولِجُ اللَّيْلَ فِي الْنَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الَمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَتَرْزُقُ مَن تَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl(leyli), ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy(hayyi), ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb(hısâbın).
Al-imran 3/53 Ey Rabbimiz, indirmis oldugun mesaja inandik, Peygambere uyduk, bizleri bu mesajin canli sahitleri arasina yaz.
رَبَّنَا آمَنَّا بِمَا أَنزَلَتْ وَاتَّبَعْنَا الرَّسُولَ فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدِينَ Rabbenâ âmennâ bi mâ enzelte vetteba’nâr resûle fektubnâ meaş şâhidîn(şâhidîne).
Ali-imran 3/193 “Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize inan edin’ niteleyerek imana çağıran birlikte çağrıcı işittik, doğrudan inan ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle bu arada al.”
رَّبَّنَا إِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَادِي لِلإِيمَانِ أَنْ آمِنُواْ بِرَبِّكُمْ فَآمَنَّا رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الأبْرَارِ
Rabbenâ innenâ semi’nâ munâdiyen yunâdî lil îmâni en âminû bi rabbikum fe âmennâ, rabbenâ fagfir lenâ zunûbenâ ve keffir annâ seyyiâtinâ ve teveffenâ fehva ebrâr(ebrâri).
Ali-imran 3/194 Rabbimiz! Bize, peygamberlerin aracılığıyla vâdettiklerini de ağırlama et ve afet gününde bizi rezil-rüsvay etme; kuşkusuz sen vâdinden caymazsın!
رَبَّنَا وَآتِنَا مَا وَعَدتَّنَا عَلَى رُسُلِكَ وَلاَ تُخْزِنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّكَ لاَ تُخْلِفُ الْمِيعَادَ
Rabbena ve atina ma veadtena ala rusülike ve la tuhzina yevmel kiyameh* inneke la tuhlifül mıad
Berat Kandili hadisi ve Kuran'da güzeşte sure: Bu gecenin, Kur'anı Kerim'deki Duhan Suresi'nde güzeşte şu ayeti kerimede bildirilen gece bulunduğu söylenmiştir. فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ
“O gecede gelişigüzel hikmetli iş, belirlenip hükme bağlanır.”
Berat Kandili hadisi
Ebu Hüreyre'den söylenti edildiğine göre: Resülullah Efendimiz (s.a.v) şu şekilde buyurmuştur: “Şaban ayının on beşinci gecesinin evvel vaktinde Cebrail (a.s) bana geldi; şu şekilde dedi:
-“Ya Muhammed, başını semaya kaldır."
Sordum;
-“Bu gece kesinlikle birlikte gecedir?" Şöyle anlattı:
-“Bu gece, Allah Teala, yağmur kapılarından üç beniz tanesini açar. Kendisine eş koşma koşmayanların doğrudan herkesi bağışlar. Meğer ki, bağışlayacağı kimseler büyücü, kahin, sabah akşam mey içen, faizciliğe ve zinaya bitmeme fail kimselerden olsun. Bu kimseler tövbe edinceye kadar, Allah Teala onları bağışlamaz.
Gecenin dörtte birisi geçtikten sonra, Cebrail gine geldi ve şu şekilde dedi: "Ya Muhammed başını kaldır. Bir de baktım ki, aşırılmak kapıları açılmış. Cennetin birlikte numara kapısında bile birlikte ferişte durmuş şu şekilde sesleniyor: "Ne bahtiyar bu gece rüku edenlere". İkinci kapıdan bile birlikte ferişte durmuş şu şekilde sesleniyordu: "Bu gece secde edenlere ne mutlu".
Üçüncü kapıda duran ferişte dahi, şu şekilde sesleniyordu: "Bu gece dua edenlere ne mutlu." Dördüncü kapıda duran ferişte bile şu şekilde sesleniyordu: "Bu gece, Allah'ı zikredenlere ne mutlu". Beşinci kapıda duran ferişte dahi, şu şekilde sesleniyordu: "Bu gece Allah korkusundan ağlayan kimselere ne mutlu." Altıncı kapıda duran ferişte dahi, şu şekilde sesleniyordu: "Bu gece Müslümanlara ne mutlu." Yedinci kapıda da birlikte ferişte durmuş şu şekilde sesleniyordu: "Günahının bağışlanmasını arzulayan bulunmayan mu ki, günahları bağışlansın.'
Bunları gördükten sonra, Cebrail'e sordum: "Bu kapılar ne vakte denli belirgin kalacak? Şöyle dedi: "Ya Muhammed, Allah Teâlâ, bu gece, Kelp kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısı denli kişiyi cehennemden azat eder."
