Kirişci, Türkiye 2023 Zirvesi ve Para Sohbetleri başlıklı etkinlikte meydana getirdiği konuşmada, şu anda dünyanın ekincilik ve gıda, su ve erke mevzularına odaklandığını, bakanlığın da topu topu bu mevzular ile alakadar peyda kılmak muhik bulunduğunu söyledi.
Önce hava değişikliği, sonra global salgın, peşi sıra da Rusya-Ukrayna mücadelesi zımnında bu üç mevzunun da doruk yaptığını dile getiren Kirişci, "20 yıldan buyana izlemiş olduğumuz doğru, muhik ve dozunda politikalarla bu çeşit yıllarda en asliye mısdak ve kıstas bulunan bulunurluk dair Türkiye kalburüstü ortak imtihan vermiştir. Çünkü namevcut mahsul en fiyatlı üründür. Bu ekincilik ürünü olabilir, tarımdan elde edilmiş besin olabilir, su olabilir, erke olabilir. Bulunurluğu elde etmiş ortak Türkiye var." sanarak konuştu.
Kirişci, sonuç 20 yılda Türkiye'nin zirai üretimde elde etmiş bulunduğu artıştan ve nebati üretimin bu sene 127 milyon tona ulaşacağından bahsederek, maliyetlerdeki ve kırsaldan kente göçte yaşanmış bulunan artışa karşın bu istihsal rakamını yakalamanın muvaffakiyet bulunduğunu anlattı.
Kirişci, ekincilik ve besin ürünleri ihracatının sene sonu bakımından 26-27 bilyon dolara çıkmasını beklediklerini, bunun kendinden olmadığını dile getirdi.
Destekler 40 bilyon liralık mertebesine ulaşmıştır
Bakan Kirişci, sonuç 20 yılda zirai bölgede üreticilere maruz desteklerden bahsederek, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Bugün itibarıyla, gündeş rakamlar şekilde tabir kılmak gerekirse, 2002'de 1,8 bilyon liralık bulunan zirai destek sunar bu senenin sonu bakımından 40 bilyon liralık mertebesine ulaşmıştır. Bu zirai desteklerin içinde ayarlama kurumlarımızın üstlenen bulunduğu mali pırtı buna müdahale değildir. Ya da Ziraat Bankası'nın çiftçilerimize kullandırmış bulunduğu seçmeli ve sübvansiyonlu krediler buna müdahale değil."
Kirişci, Türkiye'nin 112 bilyon metreküp suyunun bulunduğunu, bunun 58 bilyon metreküplük kısmının kullanılabildiğini kaydederek, "Türkiye şekilde 85 milyon nüfusla 1.323 metreküp/yıl hesabıyla su tüketen bundan ötürü da su stresi canlı devletler statüsünde olduğumuzu biliyoruz. Nüfusumuzun 20 yılda 20 milyon artmasını ve bundan ahir projeksiyonları dikkate aldığımızda suyu becerikli kullanmamız, suyu düşmüş bulunduğu yerde tutmamız, rastgele ayrışık taşma ve baskın felaketinden ülkemizi, vatandaşlarımızı ve topraklarımızı korumamız gerektiği belirgin ve aşikardır." halinde konuştu.
Suyu tutmaya ve depolamaya müteveccih çalışmalardan ve bu süreçte yaşama geçirilen projelerden bahseden Kirişci, depolanabilir su miktarının 183 bilyon metreküpe çıktığını, canlılık üretiminin 1,6 büküm artım sağlandığını anlattı.
Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, suyun tarlada dişi kullanılması mecburiyetinde olduklarının altını çizerek, su tüketiminin yüzdelik 76-77'sinin zirai sulamada kullanıldığını söyledi.
Kirişci, "Dolayısıyla ekincilik sektöründe suyu dişi istimal üstüne da ilk herşeyden ilk olarak yabanıl sulama ismini verdiğimiz salma sulama adına bunları basınçlı sulama sitemlerine dönüştürülmesi ve dört başı mamur acemi projelerde basınçlı sulamanın önceliklendirilmesi hususu gene hükümetimizin ortak numara gündemi olmuştur." ifadelerini kullandı.
Tarımsal sulamada verimliliği artırmaya müteveccih çalışmalardan bahseden Kirişci, "Muradımız, yüzdelik 76-77 bulunan zirai sulamanın payını yüzdelik 70'lere, yüzdelik 60'lara denli indirmek. Sulamadaki verimliliği yüzdelik 50-60 çoğaltmak ve böylece zirai sulama özellikle peyda kılmak neredeyse suyu en dişi biçimde kullanmak." dedi.
Hedefimiz ilk herşeyden ilk olarak yüzdelik 25'e inmesi
Kirişci, içmece suyunda yüzdelik 33,5 bulunan zayi gümrüksüz oranının alçak çekilmesi ile alakalı çelimsiz müddet geçmiş Türkiye Belediyeler Birliği ile icra ettikleri toplantıyı anımsatarak, "Bu çerçevede suda artırım ve bire ortak Emine Erdoğan hanımefendinin Türkiye'de başlattığı, dünyaya para bulunan ve BM çeşidinden da bundan sonra uyanıklık gören kullanılmamış atılmış politikası ve uygulamasına benzeri ortak emek vermeyi suda israfa sonuç hasretmek üstüne başlatmış bulunuyoruz. Bu çerçevede misyonumuz ilk herşeyden ilk olarak yüzdelik 25'e inmesi fakat ülküsel bulunan yüzdelik 10'lara, yüzdelik 8'lere çekilmesidir." açıklamasında bulundu.
Tarım ve Orman Gençlik Konseyi'ni kurulacak
Bakan Kirişci, ekincilik ve orman hikayelerinde doğacak devirde atacakları adımlardan bahsederek, gençlerin bu mevzulara takdirini döşemek üstüne Tarım ve Orman Gençlik Konseyi'ni kuracaklarını söyledi.
Kırsalda üretimle ait nüfusu avlamak düşüncesince hanımlara müteveccih içtimai asayiş ile ait dayanak noktası sağlayacaklarını özetleyen Kirişci, şu açıklamalarda bulundu:
"Bunların haricinde apayrı ne çeşit çalışmalarımız var? Sözleşmeli üretimi mecburi kılacağız. Şu anda kontratlı üretip ülkede nanay denilebilecek düzeyde. Şeker pancarı üreticisi ile diyabet hastalığı şirketleri arasındaki alışveriş gerçekte kontratlı istihsal oluyor. Ama kılıç istiyoruz ki bildirme ve istem ortada ortak sansasyon olmasın. Bunlar ortada düzeyli ortak düzem sonsuz korunsun. Burada rastgele ortak biçimde ne bildirme açığı ne de bildirme ilavesi olsun. Dolayısıyla kontratlı üretimi icabında ciddi ürünlerde mecburi bir duruma getireceğiz. Bu da bizim düşüncesince baş döndürücü ehemmiyetli ortak konu."
Kirişci, tarımda hasılatını güvence dibine kabul kılmak talip yetiştirici düşüncesince poliçe istihsal mevzusuna ağırbaşlılık vereceklerini anlattı.
Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, kalıtım eliyle yahut kırsaldan kente huruç zımnında istihsal yapılmayan bölgelerin üretime kazandırılması düşüncesince icraat yapacaklarını belirterek, "Üreticilerimizin sahiplik haklarına dokunmaksızın buradaki faaliyetlerin sürekliliğini iletmek üstüne buraları isticar yapmak talip üreticilere isticar ve elde edilmiş icar hasılatını de ev bark sahibinin üstüne para aktarımı ika kabilinden ortak uygulamayla ortak karış toprağımızı yersiz bırakmayacağız." sanarak konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açılışını meydana getirdiği 2 Bin Köy Yaşam Merkezi projesinden bahseden Kirişci, iri kentlere zirai mahsul transferinde yaşanmış bulunan mahsul kayıplarını ve maliyetleri anlattı.
Kirişci, görü şekilde bu konudaki çalışmalarını iri ortak çabucak ve titizce sürdürdüklerini kaydederek, "Türkiye çabucak kendisi düşüncesince üreten ve düşünen ortak şehir değil, topu topu evren milletlerini ve mazlumlarını düşünen ortak ülke. Tahıl koridoru da bunun en ehemmiyetli göstergesi." niteleyerek laflarını tamamladı.
