Tokat
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hüseyin Akbaş Spor Salonu'nda planlı AK Parti Tokat Danışma Kurulu Toplantısı'nda meydana getirmiş bulunduğu konuşmada, 20 sene süresince Recep Tayyip Erdoğan ile iklim düşüncesince verdikleri mücadelenin hoppadak müşterek kalkınma savaşı olmadığına ayraç etti.
Mücadelelerinin hoppadak elan elleme hastaneler, elan çağcıl iklim alanları, elan dünkü otoyolların savaşı olmadığını tamlayan Soylu, "Bilesiniz ki 20 senedir verdiğimiz mücadele, esasta müşterek istiklal mücadelesidir. Bu ülkenin birlik bağımsızlığı mücadelesidir. Dün 98. yılını kutladığımız elleme Cumhuriyeti kuran büyüklerimizin kızılca elması bulunan tutum de uran de medeniyetimiz de en önemlisi inancımız da istiklal mücadelesidir. Emperyalizmin, Batı'nın tükenmez koloni açlığına erinç bu milleti, bu ülkeyi kimsenin emrine, talimatına vermeme mücadelesidir." niteleyerek konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hoppadak otoyollar, barajlar, hastaneler meydana getirmiş bulunduğu düşüncesince değil, Türk milletine pus sallayanlara erinç Davos'tan 15 Temmuz'a denli rastgele ortada milleti ile bu arada yalçın durduğu düşüncesince altın bulunduğunu vurgulayan Soylu, "Sizin davanız, sizin emekleriniz bu davanın önderi ve Cumhur İttifakı ile ortaya konulmuş bulunan irade, ülkeye denge getirmiş bulunduğu düşüncesince bin sene sürecek dedikleri 28 Şubat'tı bitirdiği için, PKK'yı ezdiği için, Tokat'tan yola çıkan 15'lilerin yürüdüğü, Misakımilli'yi zat ruhunda hissettiği düşüncesince kıymetlidir." ifadesini kullandı.
Bakan Soylu, nerede durduklarını ve neyin mücadelesini verdiklerini bildiklerini dile getirerek, şu şekilde bitmeme etti:
"Hafta sonları Hakkari'de, Tunceli'de, sınırda karakollarda 3 bin m. rakımda keşik markajcı evlatlarımızla buluşuyoruz. Vatandaşın ortada geziyoruz. Kimse bizlere vatandaşın ortada gezdiğimizde pus sallayıp, 'Burası şudur, bura budur, bura Kürdistan'dır' demedi, diyemedi. Kimse bizlere Meclis kürsüsünden satmaca kesip, 'O koltuklarda bizim sayemizde oturuyorsunuz, diyetini ödeyin' demedi, diyemedi. Çünkü bizim sahibimiz millettir. İşte onun düşüncesince uç ötesi ameliyat tezkeresine oy verirken kimseden şehadetname almadık. Kimse bizlere ne yapacağımızı söyleyemedi. CHP az daha elimize, ayağımıza kimesne pranga vurmadı. Kemal Kılıçdaroğlu bunun izahını gerçekleştirmek zorundadır. Türk askerinin ayağına illet pranga darbelemek istedin? Neden bizim evlatlarımızı uç ötesinden art yöneltmek istedin? Ne devir kürsüye çıksan, 'Ben Kuvayımilliyeciyim' diyorsun. Madem Kuvayımilliyeciydin, illet Misakımilli'den, bizlere delibozuk edilen sınırlardan kaçtın? Bu betik Türkiye düşüncesince müşterek dönüşümün, müşterek miladın tembihatıdır."
Birilerinin emriyle büyükelçilerin kendilerine deklerasyon verdirdiğini özetleyen Soylu, laflarını şu şekilde sürdürdü:
"Birileri bazısı oyunların ve tezgahların içinde bulunuyor. diğeri yandan da dönüp, 'Siz bundan sonradan sınırlarınızın dışına çıkmayacaksınız, şayet çıkarsanız hainsiniz' diyor. Bize sınırlarımızın dışına ki çıkacak diyorsa, ki Suriye'den, Afrin'den, müşterek tarafta Cerablus'a, Azez'e, Resulayn'a kadar, Tel Abyad'a, Münbiç'e, Kobani'ye kadar, Türkiye'ye oradan saldırılara döşeme çarpmak istiyorsa çıyan kılıç değiliz, çıyan onlardır. Birilerin emriyle bizim ülkemizin huzurunu bozmak, birliğimiz ve beraberliğimizi ortadan dağıtmak istiyorsa bilesiniz ki Türkiye'ye şişman müşterek kapan hazırlıyorlar. Bu kavim bunun hesabını soracaktır. Afrin'den füzeleri yollasınlar. PYD, Amerika'nın yardımı ile Afrin'den Cerablus'a, Azez'e denli aralık kursunlar, Türkiye'yi yıldırma etsinler. Kemal Kılıçdaroğlu, bu Cumhuriyeti de bu özgürlüğü de bağımsızlığı da şanla şerefle, kanla kazandık. Senin az daha kasetle kazanmadık. Bize neyin hesabını soracaksınız? Biz neyin hainiyiz. Bu ülkede terörü bitirdiğimiz düşüncesince mi hainiz? Ayasofya'dan Allah'ın ezanı okundu niteleyerek mi hainiz? Bu ülkenin şehirlerine girilemiyordu, utanmaz, Sivas'tan öteye geçemiyordun. Şimdi Türkiye'nin rastgele durumunda yöntem ika hakkı elde ettin."
Avrupa ve ABD hastanelerinde insanoğlu ölüme ayrılma edilirken Türkiye'de kent hastaneleriyle etraflı dünyaya pus ısırtıldığına ayraç fail Soylu, şu şekilde konuştu:
"Bütün evren başağrısı çekerken Türkiye, her insana elini uzatan, gücü yettiğince iane fail iklim oldu. Yıllarca ciğerimize saplanmış Karabağ'da Azerbaycan bayrakları ile Türkiye bayrakları taraf yana sallandı. Biz neyin hainiyiz. Bu kadrolar anca müşterek gün yazdı ki Türkiye'yi anca müşterek cendereden çıkarıp aldınız ki AK Parti'yi oluşturmayı düşündüğünüz evvel andan itibaren 20 senedir attığınız rastgele adımda ve rastgele saldırıda, rastgele hainlik adımında bu ülkeyi müşterek batağa döşemek isteyenlere katiyen izin etmiyorsunuz. Hiçbir devir eğilmediniz, bükülmediniz. Meral Hanım Siirt'e gidiyor. Ona diyorlar ki, 'Sen buraya sebep geldin, bura Kürdistan.' Ben biçimsiz dememişim ki. Ben sana demişim ki 6 ay, 7 ay İçişleri Bakanlığı yaptın. Ben de elleme hatırlıyorum o dönemi. Stajyer İçişleri Bakanıydın. Bir de beni yakınma ediyor, 'Bana İçişleri Bakanı hakeza söyledi' diye. Ben sana yetişmen İçişleri Bakanı dedim. Ustasın usta. PKK ile HDP ortada raks ika ustasısın. Sesini çıkaramıyorsun. 'Sen bu ülkenin donanması düşüncesince bunu nite söylersin' diyemiyorsun. Nasıl büyükelçilere, 'Size haddinizi bildiririm' diyemediysen, cemaziyelevvel de bu ülkenin donanmasına saldırana konuşamayan oldun lal, kelimesiz oldun."
"Muhalefet partilerinin Türkiye'yi sonsuz içeriye hapsetmeye etkin politikaları var"
Soylu, aykırılık partilerinin Türkiye'yi sonsuz içeriye hapsetmeye etkin politikaları bulunduğunu savundu.
"Biz Suriye'ye bakmayacağız, Libya ile sebep ilgileneceğiz, Afrika'ya gitmeyeceğiz, etrafımızdaki coğrafyayla nazar boncuğu ilişki, nazar boncuğu nispet kurmayacağız. Azerbaycan'la görüşmeyeceğiz. Sınırımızdan çıkmayalım da Münbiç, Telafer, Afrin yıldırı yuvası mı olsun?" diyen Soylu, "Bize Misakımilli hatıramız bulunan yerler, içeride bitirdiğimiz PKK'ya dirilik suyu mu olsun? İdlib'de katliamlar yaşansın, kılıç sırtımızı mı dönelim? Afganistan'la ilgilenmeyelim mi? Milyonlarca muhacir kapımıza yığılsın ve kılıç biçare mi bakalım? Bir santimetre buraya kıyısı sıfır garplı devletler Akdeniz'de saf gaz, yer yağı ararken, Libya'da hile dair hile kurarken kılıç kenardan mı izleyelim? Alışmışlar süklüm püklüm müşterek Türkiye'ye. Alışmışlar pus sallayınca samut müşterek Türkiye, sinen müşterek Türkiye... O emektar Türkiye idi. Şimdi görülmemiş müşterek Türkiye var. Tayyip Erdoğan'ın önderi bulunduğu ve bu ermiş milletin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yarına çelimli aşama attığı müşterek Türkiye var." ifadelerini kullandı.
Özgürlüğü ve bağımsızlığı yerine nağme çıkaramazsa milletin onu sandığa gömeceğini tamlayan Soylu, "Biri tezkerede açığa düştü, diğeri de Siirt’te açığa düştü. Milletin ortada yöntem yapmak, anca ski az daha slalomla gitmeye benzemez bu işler. Milletin arasına çıkarsan görürsün. Tayyip Erdoğan'ı bunlardan ayıran nelerdir biliyor musunuz? Mertliğidir, millete bulunan sadakatidir, milletin donanmasına bulunan bağlılığıdır." niteleyerek konuştu.
Bakan Soylu, 2023 seçimlerine aşırı ehemmiyetli müşterek devre akıllıcasına gidildiğine ayraç ederek, şu şekilde bitmeme etti:
"2023 tarzı hoppadak Türkiye'nin zat tarzı olmayacak. İlk ilkin FETÖ denilen çıyan tuzağı kurdular. Maşalarıyla bu arada beceremediler, demincek aracısız devreye kendileri girdiler, Türkiye'yi etrafındaki coğrafyadaki o kargaşa cenderesine sokabilmek için. Bugünkü Suriye, 2000 yılının başındaki Suriye'den aşırı geride. 2000 yılının başındaki Irak'tan bugünkü Irak aşırı geride. Afganistan, Pakistan, Balkanlar, anbean müşterek ateşli içerisine sokmaya çalışıyorlar. Orta Doğu, Kafkaslar... Bu cenderenin içinde siyasal istikrarıyla, hesaplı istikrarıyla ve emin istikrarıyla ayakta küsurat müşterek vahit tane iklim var; o da Türkiye. Neden? Çünkü 21. asrın başından itibaren aşırı ehemmiyetli müşterek izleme ortaya koyduk. Türkiye'nin güvenliği hoppadak Türkiye'yi ilgilendirmiyor. Etrafındaki coğrafyayı da ilgilendiriyor, dünyayı ilgilendiriyor. Biz 21. asrın başındaki Türkiye değiliz. Savunma sanayisinde birlik hür olmaya ramak eksik müşterek Türkiye'yiz. Etrafımızdaki coğrafyada düzenlilik çemberini kendimiz meydana getirmeye etkin müşterek Türkiye'yiz."
Ekonomide hür bulunan müşterek Türkiye istenilmediğini, onun düşüncesince saldırdıklarını vurgulayan Soylu, laflarını şu şekilde sürdürdü:
"Ama rastgele şeyi başardınız. Türkiye'nin siyasetini, demokrasisini, defans sanayisini, altyapısını, barajlarını, otoyollarını, havalimanlarını, 81 ildeki üniversiteleri, Marmaray'ından Avrasya'ya, Çanakkale Köprüsü'ne denli Türkiye'nin nice durumunda özlenen etraflı yatırımları başardınız. Çıldırdıkları budur. Bugün dayanma edemedikleri budur. Türkiye 21. asrın başlarından itibaren hür ekonomiye akıllıcasına aşama atmaktadır. Bunu engellemeye çalışıyorlar. Buna kapan kurmaya çalışıyorlar. Neymiş, anketler şöyleymiş, böyleymiş. Ben size söyleyeyim Kılıçdaroğlu, onun avaneleri, aç tavuk kendini mısır ambarında zannedermiş. Cumhuriyet Halk Partisi icap çatla icap patla. Aramızda şu anda 15,5 benek var. 2023 senesinde takke düşülecek, keliniz görünecek. Benim kelim baştan sona bariz filhakika lakin sizinki görülecek. Bugüne denli nazar boncuğu sınavda bu sorun arkadaşlarımız çakmadı."
"Varsa olmadan Demirtaş, var ise olmadan Osman Kavala"
Soylu, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'ten uçağa binip milletinin bağrına geldiğinin altını çizerek, şu şekilde konuştu:
"Sen de müşterek odaya tıkandın kaldın Kılıçdaroğlu. Kimin kimle bu arada olacağının hesabını 2023'te bu kavim sana sorar. Bu milletin korkaklara, cesaretsizlere, başkasının piyonu olanlara verecek müşterek emaneti nazar boncuğu devir olmamıştır, nazar boncuğu devir da olmayacaktır. Onların neyin hesabını yaptıklarını biliyor musunuz? Kendi içlerinde sözlü ki olacak niteleyerek müşterek gürültü yapıyorlar. HDP ile PKK güzellemelerinin nedeni de budur. Kılıçdaroğlu, tezkereyle bu arada onlara yanaşmaya çalışıyor. Öbürü Diyarbakır'a gidiyor, orada bu ülkede, altını çizerek söylüyorum, 6-8 Ekim vakalarını yapanların anıldığı bellek odalarında ışık veriyor. Öbürü de zat kurumunda HDP'lilere ne denli iş verirse PKK'lılara ne denli iş verirse o denli bahtiyar oluyor. Peki kavim bunu görmüyor mu?
Doğu ve Güneydoğu'da akşamın ahit 4'ünden sonradan kimesne sokağa çıkamıyordu. Esnaftan baç alıyorlardı. 9-10 yaşındaki evlatları annelerin kucağından alıp dağa götürüyorlardı. Tam tersi şimdi. Diyarbakır anneleriyle bu arada ferda buluşacağım, Muş anneleriyle bu arada PKK'ya diz çökeltip o dağdakiler gelip adalete konfirmasyon oluyor. Bu dünkü Türkiye. Bunu anlamaları muhtemel değil. Ülkemizin sınırları içinde neredeyse müşterek hapaz kaldılar. Tayyip Erdoğan döneminden önceydi, teşrinisani ayında operasyonlar stop. Şimdi ego de engelleme iktisap etmek az daha etraflı arkadaşlarımızla bu arada 5 m. kar da olsa etraflı şita süresince bunları inlerinde bulup bu ülkeyi bu beladan kurtaracağız."
Bakan Soylu, ulusal meselelerde her insanın ayrımsız safta olmasını, terörle mücadelede ayrımsız dili konuşabilmesini, büyükelçiler izah yaptığında, 'Sen ki oluyorsun da bu ülkenin içişlerine karışıyorsun' diyebilmesini istediklerini dile getirerek, "Geçen hafta bulunan biteni çoğumuz gördük. 10 sefirikebir izah yaptı, bizim anne muhalefetin gıkı çıkmadı. Hatta müşterek de savundular. 'Adamlar uygun uyarıyorlar' dediler. Neymiş efendi, Osman Kavala. Maşallah ne denli kıymetliymiş. Bu ülkede darbeler oldu, insanoğlu önemsiz hapishane yattı, bu ülkede seçme müşterek başvekil ölüm cezası edildi, 15 Temmuz'da 251 kardeşimizi martir verdik, kimesne bunları Osman Kavala'nın tırnağı denli ağrı etmedi. 6-8 Ekim olaylarının emirini verici Demirtaş'ı ağrı etmiş bulunduğu denli Yasin Börü'yü ağrı etmediler. Kimse o vakalarda kaybettiğimiz 37 insanımızın ailelerinin akıbetini sormadı. Yıkılan evleri iş yerlerini kalıntıya dönmüş mahalleleri ağrı etmediler. Varsa olmadan Demirtaş, var ise olmadan Osman Kavala." niteleyerek konuştu.
- "Bir müşterek tane çocuğumuzun uyuşturucuya bulaşmasına dayanma edemeyiz"
Asayiş, terör, uyuşturucu, gümrüksüz göçle savaşım engelleme Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın emirleri çerçevesinde kesintisiz çalıştıklarını özetleyen Soylu, "Bir müşterek tane çocuğumuzun uyuşturucuya bulaşmasına dayanma edemeyiz. 15 Temmuz'dan itibaren birlik 70 bin kullanılmayan binayı gittiğim rastgele yerde müşterek tane hiç izlem ederek yıktırdık. 20 bin yapının da rehabilitasyonunun yaptık. Neden? Bir yandan fuhuş, müşterek yandan uyuşturucu, müşterek yandan asayişsizlik. Ne diyeceğim yani, ego bekleyeyim, rastgele bilinçlilik bitsin çatı ondan sonradan yıkılsın." dedi.
Daha önce, "Uyuşturucu satıcılarının ayaklarını kırsınlar düzenlilik görevlilerimiz" söylediğinde namına kızıldığını aktaran Soylu, "O çağ 941 insan uyuşturucuya ilişkin ölümlerden aracısız yaşamını kaybediyordu. Öyle müşterek mücadeleyi Sayın Cumhurbaşkanımızın emriyle ortaya koyduk ki 941'den adet 314'e düştü. Daha da düşüreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin anbean başkalarının emrine verebileceklere bırakılmaması icap ettiğini vurgulayan Soylu, "Bırakın onların bunu düşünmelerine, bunu fon etmelerine üstelik punt vermeyelim. Çünkü Türkiye'nin meydana getirecek aşırı işi var. Çünkü Cumhur İttifakı'nın meydana getirecek aşırı işi var. 2023’te o akşam ezanı aşırı alçalma ediyorum, Kılıçdaroğlu'nun gine o biçare halini, o rastgele zamanki mağlubiyetten ahir beniz durumunu aşırı alçalma ediyorum. Bir de 2023'te ABD ile Avrupa'yı alçalma ediyorum. O akşam ezanı evvel tebriği onlar yaparlar. Her devir anca yaptılar zira bu milletin bileğini nazar boncuğu devir bükemediler, gine bükemeyecekler." niteleyerek konuştu.
Bakan Soylu, AK Parti Tokat Danışma Kurulu Toplantısı öncesinde Tokat Güvenlik Toplantısı'na da katıldı.
(Bitti)
