İstanbul
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Türk- Alman Üniversitesi (TAÜ) iş donanmasında planlı "Almanya'da Türk Varlığının 60 Yılı" başlıklı sempozyumda Türklerin Almanya'ya geçmiş göçleri, Alman toplumuna sosyopolitik katkıları ve bulunan hastalıkların çözümüne yönelik mevzular tartışıldı.
İstanbul'da planlı etkinliğe TAÜ Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat, YTB Başkanı Abdullah Eren, Almanya Federal Meclisi Başkanvekili Aydan Özoğuz katıldı.
Sempozyumun açım konuşmasını önleyen Eren, sağlık, müzik, spor, edebiyat, hars kadar nice bölgede Almanya'daki Türklerin varlıklarını direnerek bitmeme ettirdiklerini söyledi.
Almanya'nın kazançlı ve endüstri kalkınmasında akıbet aşama nazik ve müessis birlikte gösteriş üstüne saha Almanya Türk camiasının bugün gelinen noktada Almanya'nın ayrılmaz ve birincil birlikte parçası bulunduğunu anlatım fail Eren, "Türk Alman camiasının ayrımsız sürede Almanya'ya, Türkiye'ye ve dünyaya da maksimum surette giranbaha katkılar yaptığını görüyoruz." dedi.
Eren, Almanya'daki Türk camiasının başarısının denktaş ve enerjik vatandaşlık, çalışan politik katılım, eğitim, anne dil, medya, çıplak toplum, hususiyet ve insanoğlu hakları kadar alanlardaki varlığından ari olmadığını, bunlarla irtibatlı hastalıkların giderilmesi icap ettiğini anlatarak, "Zikrettiğim topu topu bu alanlardaki hastalıkların giderilmesi, sadece Almanya Türk camiasının değil, eksiksiz birlikte Avrupa Türk camiasının faydasına olacak, bundan ev sahibi devletler de tabii yararlanma edeceklerdir." ifadelerini kullandı.
Eren, YTB olarak, Almanya’daki iş dünyasının ehemmiyetli isimleriyle devir zamane birlikte araya gelmiş şekilde sorunları dinlediklerini ve hal noktasında dayanak noktası sunduklarını belirtti.
Ekonomik ve ticari alanlardaki başarıların çıplak maşer sahasına da aktarılması icap ettiğinin altını çizen Eren, "Zira, esneyen ve nakit para birlikte hüviyete mülaki çıplak maşer zemininin hukuk, siyaset, hars ve tutum kadar alanlara da ağırlık edeceğini ve bu minvalde göçmenlerin değme anlamdaki uzlaşma ve katılımlarını güçlendireceğini biliyoruz." niteleyerek konuştu.
Eren, Almanya'da göçmenlerin enerjik gösteriş almış olduğu tahminî 16 bin topluluk ortada 4 bin 700 Türk çıplak maşer kuruluşunun bulunduğunu aktararak şunları kaydetti:
"Birçok bölgede çalışkanlık yürüteç bu dernekler, iri birlikte boşluğu kapatarak Almanya'daki toy nesillere de ehemmiyetli birlikte toplumsallaştırma olanağı sunuyor. Almanya'daki çıplak maşer müesseselerinin anne dilde terbiye ve ayrımcılıkla uğraş kadar Almanya'daki Türk camiasının tamamını ait bölgelerde hâlâ koordineli ve can alıcı emek vermek yapmalarını düş ediyoruz. YTB'nin STK Kapasite Geliştirme Programları, dört dörtlük da bu hususlara yöneltilmiş birlikte biçimde gerçekleştiriliyor ve artık da hâlâ çelimli birlikte biçimde gerçekleştirilmeye bitmeme edecek."
Almanya’nın nüfusunun tahminî yüzdelik 26’sının muhacir olduğunu, buna karşın göçmenlerin politik iştirak ve asimilasyon dair matlup ölçüde olmadığını kaydeden Eren, Almanya Türk Toplumunun siyası iştirak ve asimilasyon noktasında hâlâ enerjik ve kurumsal bir duruma getirecek mekanizmaların oluşturulmasının mübrem olduğuna dikkati çekti.
Eren, "Karar kabul etme süreçlerine direkt ağırlık eden, Alman politika mekanizmalarında ehemmiyetli birlikte toprak oluşum eden, özlük toplumunu özlük içerisinden çıkardığı olgun ve ahlaklı siyasetçilerle asimilasyon edebilen birlikte Türk toplumu, on paralık şek namevcut ki Almanya'ya değme manada birlikte tomar hâlâ zengin, birlikte tomar hâlâ kalifiye katkılar yapacaktır." niteleyerek konuştu.
"İslamofobik saldırılara dirlik siyası mekanizmalara İhtiyaç var"
Batı'da baş döndürücü sahih akıbet zamanlarda yükselişe geçtiğini, rasist saldırıların yoğunlaştığını vurgulayan Eren, İslamofobik ve rasist saldırılarla boğuşmak düşüncesince politikacı mekanizmalara İhtiyaç bulunduğunu kaydetti.
Eren, 2020 yılında, Almanya genelindeki İslam düşmanı saldırıların 205'inin direkt doğruya Türkleri etkileyen saldırılar yerine kayıtlara geçtiğini hatırlatarak, bunların haricinde direkt camiler ve derneklere yönelik saldırıların da bulunan bulunduğunu aktardı.
İslamofobik ve rasist saldırıların topu topu Almanya'yı maksat alığını ayrımsız sürede ülkeye de iri dokunca verdiğini kaydeden Eren, Alman hükümetine iri görevler düştüğünü söyledi.
Eren, "YTB yerine Alman Türk camiasının verilen kalmış olduğu adalet ihlalleri ve tiksinme suçlarını bildirebileceği, lazım tüzel manipülasyon ve müşavirlik hizmeti alabileceği çıplak maşer mekanizmalarının oluşturulması düşüncesince verdiğimiz destekleri sürdürmekte kararlıyız. Bunu yaparken, gerekseme duyulması durumunda, Alman makamlarına da değme ayrışık desteği vermekten arka durmayacağımızın bilinmesini isteriz." dedi.
Eğitim ve anne anahtar problemininin Alman Türk camiasının ehemmiyetli ve rüçhan mevzularından bir tanesi olduğuna ayraç fail Eren, şunları kaydetti:
"Yapılacak terbiye yatırımları ve toy terbiye mekanizmalarıyla Almanya Türk camiasının dinç fertlerinin anne dillerini hâlâ dobra öğrenerek çağcıl öğrenime hâlâ birlikte tomar yönlendirilmesi ehemmiyet bildirme fail hususların başlangıcında geliyor. Türkiye'den gönderilen Türkçe öğretmenleri ile planlı Konsolosluk derslerinin en derin uygulanmış olduğu diyar konumunda. Aynı biçimde Almanya, devletin özlük olanakları ile okullarda Türkçe derslerimizi verdiği ve Avrupa'daki en derin Türkçe öğreniminin gerçekleştiği birlikte diyar pozisyonunda. Fakat okullardaki Türkçe derslerin statüsü, üniversitelerde Türkçe öğretmeni yetiştirme programlarının açılması kadar hususlarda lazım çalışmaların da birlikte an evvela tamamlanması icap ettiğini düşünüyoruz."
"Türk toplumu, Alman hars ve içtimai yaşamının elzem birlikte parçası"
TAÜ Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat ise göçün Almanya ve Türkiye üstündeki etkisine değişik perspektiflerden kudret avlamak şartıyla bu etkinliği düzenlediklerini anlattı.
Göçün, Türk ve Alman toplumları üstünde güçlendirici birlikte ağırlık yarattığını anlatım fail Akkanat, "Özellikle Alman toplumunu şekillendiren ve global bağlamda değme dü diyar düşüncesince güçlendirici tesiri tartışılmaz bu iş gücü anlaşması 60 sene evvela imzalandığında Türk asıllı beledi nüfusun Almanya'nın ayrılmaz birlikte parçası olabileceği hususu o tarihlerde kestirim edilemezdi." niteleyerek konuştu.
Almanya'da şu anda tahminî 3 milyon Türkiye asıllı Alman yurttaşı ve 1,5 milyon Türk yurttaşı bulunduğunu aktaran Akkanat, 60 sene evvela imzalanan anlaşmanın içtimai düzlemde karşılığını bulduğunu anlatım etti.
Türkiye asıllı muhacir vatandaşların, Almanya'da eğitim, kültür, bilim, sanat, ticaret, ekonomi, teknoloji, spor, politika ve hususiyet kadar hayatın değme sahasına yardım sağladığını tamlayan Akkanat, Türk camiasının Alman kültürel ve içtimai yaşamının elzem parçası biçimine geldiğini vurguladı.
Akkanat, Almanya'daki Türklerin topluma uzlaşma dönemini aşarak topluma yardım sağlamaya başladığını dile getirerek, Türk göçünün, üçüncü- dördüncü döl düzeyinde güzel birlikte uzlaşma hikayesine dönüştüğünü anlatım etti.
Türk-Alman ilişkilerinin etraflıca seneler süresince şekillenerek hususi ve şümullü birlikte ilişkiye dönüştüğünü aktaran Akkanat, dü diyar arasındaki diyaloğun birlikteliğin kurumsallaşmasına ehemmiyetli yardım sağladığını kaydetti.
"Yabancılaşma ile uğraş ediyoruz"
Almanya Federal Meclisi Başkanvekili Aydan Özoğuz ise Türkiye ile Almanya ortada meydana getirilen iş gücü anlaşmasının Almanya'yı birlikte tomar değiştirdiğini ve etkilediğini söyledi.
60 sene evvela başlamış bulunan bu içtimai bağlılığın gömlek grado güçlendiğini vurgulayan Özoğuz, "Türkiye-Almanya ilişkilerini hâlâ da güçlendirecek bireylere tedricen ihtiyacımız var. Uğur Şahin ve hasret Türeci kadar adların birlikte birlikte tomar sayıda Türk asıllı insanoğlu Alman toplumuna yardım sağlamıştır." dedi.
Özoğuz, Almanya'nın en birlikte tomar göç düzlük ülkelerden bir tanesi olduğunu, ülkeye göç edenlerin bütünleşme dair başağrısı çekmediğini belirterek, şunları söyledi:
"Gönül lüzum ki burada canlı ve Alman toplumuna uzlaşma ve yardım sağlayıcı insanoğlu siyasete de ayrımsız biçimde iştirak sağlasınlar, icra vekili olsunlar. Almanya'ya göç ettikten 30 sene sonradan Türk asıllı bir tanesi yerine Alman Federal Meclisine girebildim. Meclisin 18 üyesi var ve hepsinin Türkiye ile linkleri bitmeme ediyor. "
Özoğuz, aut yöntem çatışmalarının toplumları kutuplaştırmaya yönlendirdiğini vurgulayarak, Almanya'da göçmenleri yabancılaştırmaya yönelik politikalarla uğraş ettiklerini anlattı.
Adil birlikte göç hukukuna ehil kazanmak istediklerini kaydeden Özoğuz, birlikte göç ülkesi bulunan Almanya'da terbiye probleminin kanuni birlikte zemine oturtulmadığına ve halen çözülmediğine dikkati çekti.
