28 Şubat postmodern vuruş girişiminin üstünden 25 sene geçti fakat o yıllarda başörtüsünden çevre kıygınlık canlı insanoğlu o günleri halen unutamadı. O kişilerden birisi de 28 Şubat sürecinde başörtülü bulunduğu düşüncesince muhtelif görevlilik imtihanlarından elenen ve vazifeli olamayınca Ankara'da çiçekçi dükkanı açan Yeter Kuzyaka oldu. Kuzkaya, 28 Şubat sürecinde kıygınlık yaşamasına karşın olanlara cezaevi yummayarak üniversitede namaz kılamayan öğrencilerin dükkanına sığınıp namaz kılmasına araştırma görevlisi oldu. Kuzkaya, kâffesi bu yaşananları İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı.
“Başörtüsü yüzünden ne efsus ki askeriyeye alınamadım”
Askeriye mülakatında 90 nokta aldığını, o zamanın en efdal puanı bulunduğunu kail Kuzkaya, o puana karşın başörtüsünden çevre sınavdan elendiğini anlattı. Kuzkaya, “Yıl 1987'de Güvercinlik'te ego askeriyenin açmış bulunduğu sınava girdim. O sınavdan 90 nokta aldım, o zamanın en efdal puanıydı. Bu arada bizi mülakata çağırdılar. Mülakat sırasında doğrusu Ahmet İspir adlı rütbeli sizi ikinci yedeğe aldık dedi. Sebebini muahharen öğrendim ego o da başörtüsü bulunduğu için. O benim düşüncesince baş döndürücü iri müşterek katabolizma oldu. Çok efdal puanda kazanıyorsun askeriyeyi, başörtüsü yüzünden ne efsus ki askeriyeye alınamadım. Üstünden derinliğine seneler geçti baktım olmuyor büyüklük memuru olamıyoruz baş örtüsü yüzünden 1987 ve 1998'e derece yaşanmış bulunan dört başı mamur sıkıntıları benzer canlı müşterek insanım ben. Memurluğa giremedikten sonraları yaptığım obje ayrıca Sağlık Bakanlığı'na da uğraştım, orada da başörtüsüne takıldım 90 nokta aldım. Yine benzer biçimde mülakatta beni ekarte ettiler. Sonra öğrendiğim kadarıyla başörtüsü yüzünden beni almamışlardı. Orada da gene 90 nokta almıştım. O seneler içinde sonsuz devletin imtihanlarına girdim ve değerli olduğumu biliyordum ama banko başörtüsü yüzünden alınmadığımı muahharen farkına vardım. O yıllarda o acıları baş döndürücü yaşadım büyüklük memuru olamadığım için. Baktım ki büyüklük memuru olamıyorum ticarete atıldım ve tecim hayatımda da benzer sıkıntıları yaşadık” dedi.
“Bizlere öcüymüş denli bakıyordu o zamanın yönetimleri”
28 Şubat sürecinde gizli bayanların baş döndürücü iri başağrısı yaşadıklarını, eylemler yaptıklarını dile getiren Kuzkaya, “O eylemler sırasında o derece baş döndürücü kızlarımız, bacılarımız tutuklandı, yerlerde sürüklendi. Hatta ego oraya yağız çelenk yaptım. O yağız çelengi de oraya ayırmak bizim vazifemiz oldu. O anki devirde üniversitede okuyan kızlarımız, kardeşlerimiz, kız kardeşlerimizin az daha yüzdelik 99'u hem üniversiteden atıldı hem yaşamı kaydırıldı, tıpkı zamanda yaşamda o derece teessürat yaşadılar ki 28 Şubat'ta. Yani emniyetsiz derecede teessürat yaşadı başörtülü kardeşlerimiz ve kendim de karışma peyda etmek üzere. İnanılmaz derecede baskılar, sıkıntılar. Sanki bize öcüymüş denli bakıyordu o zamanın yönetimleri, kullanıcılarını olsun. Biz kapalıyız sanarak bu biçimde düşünmek, bu biçimde yargılanmak, bu biçimde kuyu anası denli girmek gizli kişilerin katiyen hakkı değildi. Türki Cumhuriyeti neydi? Yüzde 99'u Müslüman bulunan müşterek Türkiye Cumhuriyetiydi. İslam dini örtününüz diyor. Bu ayeti siz inkar edebilir misiniz? Biz Allah'ın emirlerini alegori getirmeye mücahede fail bendegân şekilde o anki yönetimlerin meydana getirdiği zulümlere gelişigüzel devir erinç çıkmaya çalıştık. O zulümler sırasında baş döndürücü teessürat ve teessürat yaşadık” sanarak konuştu.
“Burada namazlarınızı naz edebilirsiniz sanarak onlara gailesizlik verdim”
Kuzkaya, ticarete atılarak çiçekçi dükkanı açmış bulunduğu süreçte de başörtüsünden çevre başağrısı canlı öğrencilere iane ettiğini, dükkanında namaz kılınması düşüncesince dayanak noktası bulunduğunu belirterek, “Ticaret dünyasına atıldıktan sonraları da baş örtüsü eylemleri bitmeme etti, tek devir bekâr bırakmadım üniversitede okuyan çocuklarımıza, darülfünun okuyan tanıdıklarımıza yahut tek tanımadığım insanoğlu fark ha kapımı sonsuz açıkça tuttum. Açık tutmamın en iri sebebi Allah'ın talimatı bulunan namazı kılabilmeleri için. Fakültelerde genel anlamda yüzdelik 99'u namaza karşıydı. Namaza erinç oldukları düşüncesince de benim denli müşterek insanı Allah onların karşılarına çıkarmış ha ve oradaki kâffesi öğrencilere kapımı açtım ve banko korkmayın, sonsuz gelip burada namazlarınızı naz edebilirsiniz sanarak onlara gailesizlik verdim. O kızcağızlar da gün ortası yahut ikindi namazlarında gelip bizim dükkanda namazlarını naz yazar gidiyordu. Yani okumak, gizli peyda etmek bu derece mı korkutucuydu onlar için” ifadelerini kullandı.
Kuzkaya, zamanın başbakanı Bülent Ecevit'in saylav Merve Kavakçı'yı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) hariç çıkardığı anları unutmadığını söyledi. Kuzkaya, “O vakitlerde Ecevit'in Merve Kavakçı'yı çıkartın bu hanımı demesi fark üstünden seneler geçmiş bulunduğu biçimde o laflar halen kulaklarımdadır. Merve Kavakçı'yı o meclisten çıkardılar, ellerine müşterek obje geçti mi hayır. Zaman geçti Merve Kavakçı ve onun iyi çocuğu demin mecliste, en iyi görevlerde, doğruluk etmiş bulunduğu yerde şu anda” niteleyerek cümlelerini noktaladı.
Huzeyfe Tarık Yaman - Bayram Türüdü