Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bilecik'in Vezirhan beldesinde planlı "Kökümüz Mazide, Gözümüz Atide" programında gençlerin sorularını yanıtladı.
Osmangazi Üniversitesi Tarih Bölümü 4. derslik talebesi Emrah Otay'ın, İsveç Kralı Demirbaş Karl'ın 5 sene Osmanlı Devleti'ne sığındığını, Osmanlı Devleti'nin de kendisini en güzel halde ağırlayarak misafirperverliğini gösterdiğini anımsatması ve "Siz de icra ettiği yardımlardan ötürü İsveç'in Osmanlı'ya gönderilmiş olduğu teşekkürname mektubunu İsveç Başbakanı'na bağış ederek, 'Tarih ders alınırsa tekrarlanma etmez' demiştiniz. Ancak Cumhurbaşkanım bunlar sanırım baş döndürücü ders almamışlar. İsveç Başbakanı sizin söylediklerinizi katı anlamamış kabil duruyor. Neler anlatmak istersiniz?" demesi üzerinde Erdoğan, şunları kaydetti:
"Farklı mesajı verdiğimiz devir İsveç beklenmeyen olacak"
İşte, orada elbette ortak az var. İsveç Başbakanı Osmanlıcayı bilmiyor, Türkçeyi tek bilmiyor. Biz elbette namına bunları bu halde anlattık. Dedik ki 'Bak, şayet siz özellikle NATO diyorsanız, NATO'ya girebilmeniz düşüncesince bu teröristleri bizlere iadeli edeceksiniz. Eğer bu teröristleri bizlere iadeli etmezseniz, 120 yabanlık ortak dizelge verdik, kusura bakmayın.' Tabii bunlar o gündüz bugün bizimle kendilerine gereğince 'Yok kanun değişikliği yaptık, bulunmayan şurası yaptık, bulunmayan bunu yaptık.' kendilerine gereğince dalavere geçiyorlar. Bunlar Türkiye'yi tanıyamadılar. Zannediyorlar ki 20 yıl, 30 yıl, 40 sene geçmiş Türkiye bugünkü Türkiye. Değil. Bak, ego bu gece ezanı buradan ortak nesne söyleyeyim; tığ gerekince Finlandiya'yla ait ayrımlı ortak ileti verebiliriz. Finlandiya'yla ait ayrımlı mesajı verdiğimiz devir İsveç beklenmeyen olacak. Ama Finlandiya da bire ortak hatası yapmaması lazım."
Erdoğan, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına bağlı de şu halde konuştu:
"Bizim aldığımız incelik bu değil"
"Ziyarete geldiklerinde de filhakika ego Başbakanı müspet ortak insanoğlu şekilde gördüm lakin maatteessüf kısaca Kitabullah'ı, Kur'an-ı Kerim'imizi affedersin yakacaklar, çevresinde da kimler var? Korumalar var, polisler var. Ya benim ecdadım Osmanlı; İncil, Tevrat, hakeza ortak şeyi yakma eylemine girenleri inim inim inletmiş. Yani şu anda Türkiye olarak, onlar hakeza yapmış oldu sanarak tığ karşıtını mı yapalım? Hayır, tığ yapmayız. Bizim aldığımız incelik bu değil. Farklıyız biz. Onlar Kur'an'ımızı acıtmak vasıtasıyla İslam'ı mı bitirdiler? Kitabullah'ın koruyucusu Rabb'imizdir. Bunlar çabucak cibilliyetlerinin ne derece sinirli bulunduğunu gösterdiler. Aynı şeyi Danimarka yaptı. O da aynı, mütebeddil ortak nesne yok. Ama tığ sert duracağız, berk duracağız ve Kitabımıza, değiştirmeden elbette ki Peygamber Efendimiz, 'Onun koruyucusu Allah'tır.' buyurdu, tığ de şu anda biliyoruz ki koruyucusu Allah'tır. Elimizden geleni herhangi ortak devir yapacağız."
Gençlere seslenerek, dünyada milyonlarca koruyan bulunduğunu unutmamalarını kail Erdoğan, "Niye? Kur'an-ı Kerim'in ahacık bunlar koruyucularıdır. Bu, Allah'ın izniyle kıyamete değin bununla da bitmeme edecek. Bunlar cahil, sapık. Zannediyorlar ki 'Biz Kur'an-ı Kerim'i yaktık, iş bitti.' Bitmez. Kur'an-ı Kerim bizim hafızalarımızda kayıtlı. Buralarda kayıtlı. Bizim imanımızı baş döndürücü hâlâ çelimli bir duruma getirecek." ifadelerini kullandı.
