DEMBİR-DER Genel Başkanı Mehmet Metiner, Halepçe soykırımının 34. yıldönümü hasebiyle ortak izah yaptı. "ABD ve Avrupa’nın kımıldatma ve teşvikiyle İran’ın dair saldırtılan Irak’ın eli hunriz zorba başkanı Saddam Hüseyin’in İran-Irak savaşının en hunriz ve acıklı ortak aceleten İran sınırında Kürtlerin yaşamış olduğu Irak Kürdistan’ına ilişik Halepçe kentine kimyevi bombalarla saldırmış olduğu günün sene dönümü bugün." diyen Metiner'in açıklaması şu şekilde bitmeme etti:
Bundan 34 sene geçmiş 16 Mart’ 1988’de meydana getirilen bu soykırımın acısı hala yüreklerimizde hepsi ağırlığıyla duruyor. O görüntüleri hatırladıkça adamlık alegori sıkılma duyuyoruz. Tıpkı Hiroşima ve Nagazaki’deki soykırımdan duyduğumuz sıkılma ve tiksinme gibi.
Halepçe yüzyılımızın Hiroşima’sıydı.
Günlerden Cuma’ydı.
Halepçeli Kürtler savaşın dört başı mamur olumsuzlarının ağırlığı altında dünkü ortak güne uyanmışlardı.
Bir yanda süregiden harp mavera yanda fukaralığın dibe vurmuş hali.
Birden gökyüzünden ahiret yolculuğu yağdırıldı üzerlerine. Saddam helikopterlerinin taşımış olduğu kimyasallar ortak türap bulutu kabil ahiret yolculuğu taşıyorlardı o serseri lakin haysiyetli Müslüman Kürtlerin üstüne. Yere sakıt düşeneydi. Çocuk buğulanmış dinç avrat eş demeden hacısı hocası üstlerine yağdırılan ölümden nasibini alıyordu. Ölümden kaçış yoktu. Çünkü ahiret yolculuğu namertçe gelmişti ve gelişigüzel yerdeydi ortak türap bulutu misali. Bebeklerinin dair kapanan anneler ve çocukları kucaklarında ölen babalar acıklı ortak görünüş oluşturuyordu. Şehrin gelişigüzel noktayı ölülerle doluydu.
Peki ne mi oldu?
Sadece arkası peşine mevrut süsleyici kınamalar. ABD, alegori yıldırma meydana getiren İran’ın gücünün kırılması düşüncesince Saddam’a gerekseme duyuyordu. O nedenden süsleyici kınamaların ötesine geçmedi uluslarası tepkiler. Ayrıca Amerika Hiroşima ve Nagazaki’ye çekirdeksel bomba atmış ortak devletti. Geçmişinde bin beter soykırımlar yapmış ortak ülkenin Saddam rejimini kınaması da tabii zat çıkarlarıyla örtüştüğü miktarda olurdu.
Biz Kürtler o katliamda hoppadak Saddam kabil diktatörlerin hunriz yüzünü değil, Amerika ve Avrupa kabil el erki ve insanoğlu hakları diyen ve gerektiğinde Kürtleri başkalarına dirlik bu değerler maskesiyle kullanan devletlerin esas yüzünü de gördük. Ne eyvah ki ABD’nin esas yüzünü göremeyenler zaman mazlum Müslüman Kürt halkının evlatlarını Suriye’nin kuzeyinde Amerika çıkarları yoluna ölüme göndermekten kaçınmıyorlar. ABD’nin-Avrupa’nın Kürtlerinin ne yüzle Halepçe katliamını kınadıklarını da o nedenden anlayabilmiş değiliz.
Demokrasi ve Birlik Derneği (DEMBİR-DER) şekilde Halepçe soykırımını bu DOĞRU temelinde gelişigüzel sürekli hatırlatmayı hoppadak Kürt halkı alegori değil adamlık alegori lüzumlu görüyoruz.
Halepçe’yi unutmadık.
Unutturmayacağız.
Bundan 34 sene geçmiş Halepçe’de Müslüman Kürt kardeşlerimizin dair yağdırılan ölümün koyu yarasını yüreğimizde ve belleğimizde hafi tutuyoruz.
Halepçe’de o çağ martir edilen hepsi kardeşlerimize ve bacılarımıza Allah’tan tükenmez yağmur diliyoruz.
O şehitlerimizin şahsında Kürt halkına başsağlığı diliyoruz.
Zalimler kuşkusuz yaptıklarının bedelini öderler.
Ödediler. Ödeyecekler. Yaşasın zalimler düşüncesince cehennem!